62
Bu dizeler için Nurullah Çetin’in çözümlemesi
şöyledir:
“Rabbim isterse, sular büklüm büklüm
burulur / Sırtına Sakarya’nın, Türk tarihi vurulur.”
mısralarıyla Millî Mücadelenin destansı boyutuna
değiniyor. 1912 Balkan savaşları, 1914 Birinci Dünya
Savaşı, 1919Millî Mücadele süreci içinde taş üstünde
taş, omuz üstünde baş kalmamıştı. İngiltere, Fransa,
İtalya, Yunanistan ülkeyi fiilen işgal etmiş, en
modern silahlarla boğazımıza dayanmış bir hâlde,
her şeyin bitti sanıldığı bir anda necip Türk milleti,
ruhunda barındırdığı tam bağımsız ve bağlantısız,
hür yaşama isteğiyle son bir Kuvâ-yı Milliye
hamlesiyle ayağa kalktı, şanlı bir direnişle ülkesini
emperyalist Batılı işgalcilerden temizledi.
Burada da Necip Fazıl’ın dediği gibi görünen
sebeplere itibar etmeyiş ve yalnızcaAllah’a dayanma
inancı belirleyici olmuştur. O şartlarda görünen
sebeplere göre direniş ortaya koymak delilik,
çılgınlık olarak görülebilirdi. Nitekim mutlak iman
teslimiyeti yerine pozitivist mantığın kıskacında
sıkışmış kişiler, Kuvâ-yı Milliyecilere maceracı,
serüvenci diyorlardı. Ama Necip Fazıl’ın deyimiyle
Allah isterse sular büklüm büklüm burulur, yani en
olmayacak şeyler olur, imkânsız mümkün hâle gelir.
Her şey Allah’ın emri kün fe yekûnüne (ol der olur)
bağlıdır. Türkmilleti Sakarya’nın, yaniAnadolu’nun
sırtına kendi mührünü vurur. Bu topraklar üstünde
millî hâkimiyetini sağlar.”
63
63
Nurullah Çetin; a.g.y., s. 98.