Gençlik ve Spor Bakanlığı Yayınları - page 63

61
Bu kesitte üç ayrıntı açıklığa kavuşmuştur: Yükün
niteliği, tercih edilen tarih ve edilgen eylemlerin
gizli öznesi. III. kesitte belirtilen su, tarih, yıldız,
insan ve fikir sıralanmasına bakıldığında anlamsal
yapı şu şekilde oluşturulabilir:
I.
oluk: kir, küçük/ aşağı-su- insan- tarih
II.
oluk: nur, büyük/ yukarı-Sakarya- ben- Türk
tarihi
Yıldız, varlık sorununu dile getirir. Kayan yıldız (ki
küçüktür) şaire göre aşağılarda yok olur gider. Belli
bir yörüngede gezen yıldız ise yukarılarda nurlu ve
büyük olarak vardır.
Daha önce Sakarya-Ben’deki zayıflığa yer verilmişti.
Manevi güç, hırsla olmazı olura değiştirme
gayretindeydi. Hayal gücü ve insanın birbirine
karıştığı bu kesitte, imgeler ve hırsın birlikteliği
vardır.
Hey Sakarya ile Ben / Sakarya’nın dışına çıkılıyor.
İnsan / ben karşıtlığı, başkaları (“kim demiş”)
/ Sakarya arasında kurulmuş. Böylece okurun
Sakaryalaşması sağlanmış ve kışkırtmayla onu
göreve çağırma var. Hem sonra olmaz diye bir şey
yok. İnanmış biri için, mademki “kün fe yekün= Tanrı
ol der ve hemen oluverir” ayeti vardır. Üstelik işin
içine Tanrı girdiğine göre, yükü Tanrı yüklediğine
göre, o sorumluluğun kendisine verilmesi ayrı bir
payedir.”
62
Necip Fazıl, bu kesitte şiirsel söylemin
havasından uzaklaşıp düşünsel söyleme yönelmeyi
tercih etmiştir.
62 Mustafa Durak; a.g.y.,s.4.
1...,53,54,55,56,57,58,59,60,61,62 64,65,66,67,68,69,70,71,72,73,...164
Powered by FlippingBook