55
insan ....................su
ben .......................Sakarya
‘Su’ inerken ‘ben’ çıkıyor. Benzeşimsizliği, aslında
bir karşıtlık olarak düşünmek gerekir. Mustafa
Durak, bu benzeşimsizliği şöyle yorumluyor: “Bu
durumda, gösterime göre, üst benzeyenler ile alt
benzeyenler arasında bir uyumsuzluk söz konusu
olacak. Şöyle; “ben”, hem insan hem değil / Sakarya,
hem su hem değil. Özellikle “değil”lerde bir “öte”lik
yüklü, şimdi dörtlüyü buna göre yeniden yazalım.
insan
su
öte-insan
öte-su
İmgenin yaratılmasında kalıcılık ve çarpıcılık var.
Su ile ilk elden akmak özelliğiyle kurulan ilişkinin
ardından susamak. Bunu
•
Suyun susaması, başkaca açlığı, arzusunun yüceliği,
•
Birden biçim değiştirebilme ya da birden çok şey
olabilme / şeye benzeyebilme
,
başka bir şeyi çabucak
özümseyebilme
olarak görebiliriz. Ancak bu sözcelemin güçlülüğü,
çarpıcılığı yanı sıra ruhsal düzlemde bir eksiklik de
dile gelmiyor mu?
Yokuşlarda susamak, tükenmeyi bu yüzden de
varamamayı düşündürüyor. Bu yokuşlar uğruna
ölmeyi yazgı, kaçınılmaz, başka türlü edemeyeceği
bir olgu olarak benimserken, başka bir noktadan
buna layık görüldüğü için “ben”in yüceltilmesi
yorum birimlerini de yükleyiveriyor şiire.”
54
54 Mustafa Durak;
Sakarya Türküsü
, Karşı, S. 8, Şubat 1992, s.1-2.