56
Şiiri, ilk adıyla
“Sakarya Destanı”
biçiminde yazan
Necat Birinci, bu benzeşimsizlik konusunda şunları
söylüyor: “Şair, üç bölümden meydana gelen şiirin,
bir Ankara dönüşü sırasında, tren yolu boyunca,
bozkırlardan akışını seyrettiği Sakarya Nehri’nin
verdiği ilhamla yazdığını söyler. Manzume,
Sakarya’nın tasviri ile başlar. Tren de Sakarya
Nehri de Anadolu yaylası üzerinde kıvrım kıvrım
akmaktadır. Şair, kendisi ile Sakarya arasında bir
zıtlık görür:
Nehir, yatağında, yokuşlar rahatlıkla inmektedir. O,
hiçbir güçlükle karşılaşmadan yoluna devam eder,
ancak şairin hayatı zorluklarla doludur. Bu zorluk-
ların, bu “yokuşlarda susamanın” neler olduğu şiir
boyunca geliştirilerek anlatılır.”
55
Bu karşıtlık ko-
nusunda Kolcu’nun yaklaşımı karşıtlığın doğallı-
ğı üzerinedir: “Suyun akış istikametine ters yönde
yürüyen insanın ona ulaşamayacağını ve çilenin de-
vam edeceğini, bu kısır döngüde sabırlı bir derviş
gibi her defasında tazelenen bir imanla bu devr-i
âlemi sürdüreceğini göstermektedir.”
56
Bu kesit için Nurullah Çetin’in yorumu ise metindışı
nesnel bağlaşıklar üzerinedir: “Nehrin yokuşa doğ-
ru akma mücadelesi, olmazları oldurma inadı ve
azmidir. Necip Fazıl, şiirinde etkiyi ve vurguyu ge-
nellikle paradoksal bir yapı içinde ortaya koyar. Bu-
rada da o var. Nehir aşağı doğru akar, yokuşa doğru
akmaz. Ama Sakarya; ki Sakarya’nın temsilciliğinde
Türk milleti, tarih boyunca hep sırtına kurşundan
55 Necat Birinci; a.g.y., s. 41.
56 Ali İhsan Kolcu; ag.y., s. 11.
