46
kaynaşmaktadır, portrelerin, esef etme, aykırı düşe-
rim sulhçülüğüne, devlet yönetimi…gibi kelime ve
söyleyişler Akif İnan şiirinde ritmi ve koroyu boz-
mak şöyle dursun daha bir sağlamlaştırıp canlılık
veriyor.
AKİF İNAN’IN ‘TENHA SÖZLER’İ
Yaşadığı sürece bu dünyada şairin sözü bitmez. Şiir
şairce bir konuşma biçimidir. Şair ölüm üzere sus-
tuğu zaman bile konuşur. Çünkü kendisi hayatta
olmasa da yazdıklarında yaşar. Akif İnan’ın ikinci
ve sonuncu şiir kitabını da böyle değerlendirmek
lazımdır. Şair münzevi kişiliği içinde kendini yer-
yüzünde kapladığı alan kadar bir dünyaya sığdırır.
Ayaklarını uzatsa hayatın köhnemiş duvarları yıkı-
lacakmış gibi olur. Onun için şair tenhalarda gezdi-
rir kendini. Daha önce fırsat bulup da söylenemeyen
sözlerle tenhalarda buluşur. Dünyanın en tenha hâli
şairin bu dünyadan hicret ettiği andır.
“Tenha Sözler”
kitabında tarz-ı kadim üzere şiire göz
kırpan tek şiir, kitabın ilk sayfasında yer alan
‘Yürek
Gazeli’
. Bir önceki kitaptaki şiirlerle aynı ses ve söy-
leyişe sahip olmakla birlikte
‘Tenha Sözler’
de şiirlerin
öznesi daha bir soyut ve mistik özne. ‘
Hu
’ şiirinde
açıkça görüldüğü gibi ‘sen’ gizli olmayan bir özne-
yi imlemektedir: O.
“Adınla girmesem güne, geceye/ bu
gökyüzü her an kurşunlar beni.”
dizesinde işaret edi-
len özne kutsalla ilişkili bir öznedir. ‘Gökyüzünün
kurşunlaması’ bela sağanağı ile imtihan olmaktır.
İster naat, ister münacaat diyelim, isterse dünyevi
bir kalp çarpıntısı olsun ne farkeder ki? Kalp kalbe