Gençlik ve Spor Bakanlığı Yayınları - page 38

36
viyi gerçekleştirmesini önledi. Ancak yakınlarda ölümün-
den sonra öğrendim ki Yusuf ile Züleyha mesnevisini yaz-
maya başlamış. Kardeşi Mustafa İnan’ın ifadesine göre de
6000 beyit olarak tasarlamış, 2000 beyitini yazmış; diğer
kardeşi A. Mithat İnan’ın ifadesiyle ise 1000 beyit olarak
tasarlamış ve 300 beyitini yazmış… Her nasıl olursa ol-
sun, bunun yazılmaya başlanmış olmasını öğrenmemiz
bile iyi bir haber. Fakat kardeşler bu yazılanların kâğıtları
arasında bulunmadığını da söylüyorlar. İnşallah kaybol-
mamıştır ve bulunur.”
Rasim Özdenören’in verdiği
bu bilgiler Akif İnan şiirinin büyük kapısının mes-
neviye açıldığını gösteriyor.
Ne yazık ki niyetlendiği hâlde ömrü bu mesneviye
yetmediği için gönlümüz o zamana kadar bütün
yazdıklarını naat kabul etmekten yana. Her ne kadar
şiirinde ölüm, zaman, tasavvuf, dostluk ve ümit gibi
temalar baskın dursa da bu duygulanım ırmakları-
nın dökülüp birleştikleri yer ‘aşk’ ve ‘sevgi’dir. Tabii
burada da okuyucuya muhatabını hemen tanıtma-
yan tasavvufi bir aşka yaslanmış bağlılıktan bahset-
mek daha isabetli olur. Bütün bu dinî ve tasavvufi
duyarlığa rağmen Akif İnan şiirini empoze ve angaj-
man karşısında dikkatli, konuşan ama bağırmayan
bir şiir olarak görüyoruz. Sesini yükselttiği anlar ise
sadece coşku tonlamalarıdır. Zira aynı dünya ve sa-
nat anlayışına sahip müşterek dergilerde dil ve ka-
der birliği yapmış arkadaşlarının da genel yaklaşım
ve titizliği bu şekildedir. Akif İnan bunu oldukça an-
laşılır bir şekilde açıklar.
Kendisi ve aynı görüşü paylaştığı arkadaşları için,
Müslüman şairler adına da önemli bir açıklamada
1...,28,29,30,31,32,33,34,35,36,37 39,40,41,42,43,44,45,46,47,48,...172
Powered by FlippingBook