40
ve bir müddet de Cumhuriyet’ten sonra açılmış
ve kısa bir süre sonra kapatılmış bulunan Darül-
Hilafe’de okumuşluğu olan bir zattır. Birsöyl eş ide
babasını şöyle anlatır şairimiz:
“1967 yılında vefat eden babam, sosyal yanı oldukça geliş-
kin, bilgili, görgülü, kültürlü bir insandı. Akrabaları ve
çevresince çok sevilirdi. Aile içinde kendisini büyük tanır-
lar, her türlü meseleleri için danışmaya gelirlerdi. Onlarla
candan ilgilenirdi. İşlerini bitirmeye çalışırdı. Küçük aile
bütçemize rağmen cömertti. O kadar ev, izzet ikram, mas-
raf nasıl bir memur maaşıyla karşılanırdı, hayret. Demek
ki, bereket varmış kazancında. Bizlere yaptığı vasiyetler-
den biri şu olurdu hep. “Bakın” derdi, “ben bilerek bo-
ğazınızdan bir dirhem haram lokma geçirtmedim. Benim
evlatlarım iseniz bunu unutmayın.” Babam da asla incit-
medi annemi, hep sevdi ve yüceltti. Babam otoriter yaratı-
lışlı biri olduğu hâlde, evde aslında babamın iradesinden
çok annemin hükmü uygulanırdı. Fakat annem, zeki bir
kadın olduğundan kendi fikirlerini babamın iradesiymiş
gibi geliştirir
ve düzenlerdi. Görünürde, babamın sözüy-
dü, geçerli olan. Ama gerçekte babamı çoğu kez yönlendi-
ren annemdi. Sadece itibar, onur babamın olurdu. Evce
okumayı severdik. Babam her çeşitten kitap okurdu. Doğu
ve Batı klasiklerinin önemli eserlerini bitirmiş biriydi ba-
bam. Ayrıca çağdaş yazarları da tanırdı. Şeyh Sadi’den
Shakespeare’e, Geothe’den Hamid’e, Akif’e, Necip Fazıl’a,
Nur risalelerine varıncaya değin geniş ve zengin bir
okuma alanına sahipti babam. Sebilürreşşat’tan Büyük
Doğu’ya, oradan magazin dergilerine kadar eve birçok
dergi taşırdı. Evimize gazete gelmedik gün olmazdı. Yurt
ve dünya olayları yakından izlenirdi. Düşünüyorum