100
Necip Fazıl’ın hayat hikâyesinden parçalar, anlar
sunmaktadır. Kaldı ki eserin sonuna,
‘Bölümler’
baş-
lığı altında bir içindekiler kısmı, bir de
‘Şahıs İsimleri’
dizini eklenmiştir. Bunu roman tekniğinde yeni bir
uygulama addedemeyeceğimize göre, esere yaklaşı-
mımız, roman türünün haricinde olacaktır.
Varlığından son yıllarda haberdar olunan; ancak Bü-
yük Doğu Yayınları’nca kitaplaştırılamayan
Meş’um
Yalan
adlı bir romanı da vardır.
90
Kafa Kâğıdı
’nda, dikkati çeken en önemli kısım, ya-
zarın roman hakkındaki düşüncelerini anlattığı, ilk
kısımdır. Necip Fazıl’a göre roman, ‘icatçı bir hayat
taklididir.’
‘Böyle olunca, roman, aslî mahiyeti bakımından bir ol-
durma, oluşturma, biçimleme, yakıştırma, tasarlama işi
halinde meydana çıkıyor ve insandaki eşya ve hâdiseleri
murakabe ve öteleri kovalayıcı hayal gücüne dayanıyor.’’
Roman, hadiseleri fikirleştirme, fikirleri hadiseleştir-
me sanatıdır. Ana dayanak noktası idealizasyondur.
Bu feda edildiği takdirde romanın kıymeti düşecek-
tir. ‘Vakıalarla karışık olarak ulvîlik şartını koru-
dukça da pahası radyum misali değerlenir.’ Bizdeki
roman, Tanzimat’tan bu yana, taklitten, özentiden
kendini kurtaramamıştır. Tanzimat sonrasında or-
taya çıkan roman sefaleti, ‘halk düşünce ve duygu
kumaşını örgütleştiren
‘Kerem ile Aslı’, ‘Battal Gazi’,
‘Köroğlu’
gibi menkıbeler karşısında büsbütün kök-
süz’ kalmış ve kendi kaynağını bulamamıştır. Necip
Fazıl’a göre bunun nedeni, yaşadığımız sosyal buh-
ranlardır.
90 Kâmil Eşfak Berki; a.g.y.