92
cenazesinin defnedilmesinden sonra gece Husmen
Ağa’yla birlikte camide yatsı namazını kılar. Bu na-
maz, onun 28 yıllık hayatının ilk namazıdır. Necip
Fazıl’daki fikrî değişmelerin bu yaşlarda ortaya çık-
tığı herkesin malûmudur. Buradan hareket ettiği-
miz takdirde, tarihî zamanın 1933 ya da 1934 yılları
olduğu sonucuna ulaşırız.
Romanda ferdî zaman da tam olarak belirgin de-
ğildir. Ancak Naci’nin askerlik yaptığı dönem yaz
mevsimine, Hatçe’nin öldüğü zaman da kış mevsi-
mine denk gelmektedir. Naci’nin kitabının yayım-
lanması, konferansları, Avrupa seyahati, göz önüne
alındığında, bu süre bir buçuk yıl ya da iki yıl olarak
tespit edilebilir.
Eserde olaylar, kronolojik bir çizgi içinde gelişir. Ge-
riye dönüşler yoktur. Anlatıcının hâkim bakış açısı-
na sahip bir anlatıcı olması bunda önemli bir etken-
dir. Vak’a zamanındaki atlamalar, gündüz, gece, bir
gün, yaz mevsimi, kış mevsimi, yatsı vakti gibi ifa-
deler vasıtasıyla gerçekleştirilmiştir. Anlatma zama-
nıyla vaka zamanı farklıdır. Buna ilişkin tek ayrıntı,
anlatıcının ‘55 yıllık süresinin ilk 17 yılı devrimci ve
ilerici, sonraki 5 yılı Nazi ve faşist, daha sonraki 15
senesi demokrat ve liberal ve en sonraki 18 senesi
sosyalist ve komünist olmak üzere tam dört renk de-
ğiştiren’ ifadeleriyle tavsif ettiği günlük bir gazetey-
le ilgili sözleridir. Romanın yayımlandığı tarihten
geriye giderek bir hesap yaptığımızda, 1925/1926
yılına ulaşırız. Yazar, söz konusu gazetenin adını ro-
man içinde belirtmemiştir. Elde ettiğimiz tarih, an-
latma zamanıyla vak’a zamanının farklı olduğunu
açıkça ifade edecek yeterliktedir.