108
yani ‘aşağılık duygusu’ ortaya çıkmıştır.
“Artık Genç Şair kendisini beğenmez olmuştur. Bir
sürü fraklı, smokinli ve tuvaletli insanların dizildiği
masalarda, küt ve kare ellerinden mahcuptur. En kolay
insiyaklar, içgüdüleri içinde rahat rahat gidip gelenlere
karşı her hareketini şuurla tanzim etmeğe mecbur olmak
gibi korkunç bir rahatsızlık içindedir. Bir sabah uyandığı
zaman, lisanını bile unutmuş olacağı gibi bir vehim
kıskacını ruhunda hissetmektedir.”
(Babıâli, s.180-1)
Hatta düşünce yoluyla bu aşk işini çözümlemeye
kalkışır ve kendisiyle sevdiği kadını üstünlük
yarışına sokar, karşılaştırmaya kalkar:
“Muhasebe ve müşahade... Kendisini ve hasmını hesaba
çekiyor ve hangi kıymetlerde hangi taraf üstün; bunun
hesabını yapmaya çalışıyor [Gençlik, sağlık, fikir, kültür,
kelam: Genç Şair üstün. Para: kıyas unsuru olamaz.
Cazibe: Kolayca teşhis edilemez]
“(Babıâli, s.186)
Kadın, bir ulaşılamayan olduğundan, bir varış
noktası olmayınca bir yankılanma; bitmez
erişme duygusu uyandıran, ama ermek isteyenin
amaç belirince vazgeçmesi yüzünden sürgit
bir yeniden başlama ve yeniden vazgeçmedir.
Kadınsızlık, kadına özlem, tensel doyumsuzluk
onda kadını takınak haline getirir. Ancak kendini
bir türlü oluruna bırakamadığından, durumunu
kabullenemediğinden açmazdan kurtulabilmesi
için başka bir değişkene ihtiyaç vardır.
“Fizik
plânda sonuna kadar gitmeyi (vuslatı) başaramayan