96
Rasim Özdenören’in yerinde tespitiyle tasavvuf
onun için bir dizgindir. Şöyle ifade ediyor bunu
Özdenören:
“Ben biliyordum ki, Akif aslında coşkun ve
taşkın bir mizacın da sahibiydi. Cezbeli ve cerbezeli bir
insandı. Ama onun coşkunluğu, cezbesi, sanki dışardan
bir el tarafından sürekli boyunduruk altında tutuluyordu
ve o da, bu gizli elin boyunduruğuna gönüllü olarak itaat
ediyordu. Hep ölçülü, teennili, kurallara uygun.”
29
Uğraş alanları, mücadele sahaları ne olursa olsun
hayatının merkezinde her zaman inanç vardır. Bu
inanç mümin kişiliğine yansıyan, eylemlerinden
tezahür eden Allah ve öte dünya bilinç ve bağlılığı
olduğu kadar kendine, dostlarına, inancın ve sabrın
gücüne, yaşadığı topraklara güvenme kararlılığını
da içerisinde barındırmaktadır. Zira ümidini yitiren
inancını da kaybeder. İnanç ertelenmeyen bir kav-
ganın buluşma yeri gibidir. Şair bu inanç vurgusu-
nu hiçbir zaman ihmal etmez: “
Yüzünde inancın kes-
kin ışığı/gün olur dönüşür bir şah kavgaya.”
29
Yenişafak
Gazetesi,
07.01.2001.