86
güzel adamlarla tanışıncaya dek bu tarz yazmayı
sürdürür. Bu bir tür kendini ait olduğu uygarlık
merkezi açısından ifade biçimidir. Maraş süreci ile
birlikte eski tarz üzere yazmayı bıraksa da izleri ve
yansımaları bütün şiirlerinde aynı havayı devam et-
tirmiştir.
Ona göre divan edebiyatı hiçbir zaman memleket
ve halkın gerçeğine aykırı bir sanat değil, bütünüyle
bize ait bir medeniyetin ürünüdür. Türk edebiya-
tının yerli kaynaklarından kopuşu bilindiği üzere
Tanzimat’la beraber başlamıştır. Tanzimat’la beraber
sosyal ve siyasal alandaki çok yönlü değişim şiirimi-
zi ve edebiyatımızı da etkilemiş, ahenk ve tınımızı
da yabancılaştıracak boyuta uzanmıştır. Yeniye ka-
bul edilebilir bir yer bulabilmek için eskinin pabu-
cunu dama atmak lazımdır. Ne var ki divan edebi-
yatının pabucu öyle dama atılabilecek hafiflikte bir
pabuç da değildir. Hem hacimde hem de pahada
ağırdır. Yani pabuç pahalıdır.
Akif İnan, divan şiirinin topluma mesafeli bir şiirmiş
gibi değerlendirilmesine sebep olarak onun soyut
bir şiir olmasını gösteriyor. Fakat o bunun zor olanı
başarmak olduğunu, asıl olanın gerçeği yansıtmak
kadar gerçeği insanın kendi iç aleminden geçirerek
ona kendi sanat anlayışına uygun bir öz kazandır-
mak olduğunu bilir. İnan divan şiirinin bunu başara-
bildiğini söylüyor. Modern şairlerin de yer yer divan
şiirinin imkânlarından yararlanma yoluna gittikleri-
ni örnekleriyle ortaya koyan Akif İnan, şiiriyle kendi
yapmak istediği şeyin bugünün dili ve gövdesiyle o
zamanın ruhunu diriltmek olduğunu ifade ediyor.