115
Büyük projeler kurup onu hiç gerçekleştiremeden
âtıl durmaktansa işe yapabileceği kadarıyla teşeb-
büs eder, yapabileceği kadarını da mutlaka gerçek-
leştirirdi. Böyle durumlarda zorlaştırmaz kolaylaş-
tırırdı.
Büroya veya kitabevine uzaktan gelebilecek ziya-
retçilerin olduğunu düşünerek büroda ve kitabe-
vinde mutlaka namaz kılacak bir yer ayırmamızı
söyledi.
Bunu yaptık. Bu namazgâhlar sadece uzak-
tan gelen misafirlere değil, o çevrede namaz kılmak
isteyen herkese hizmet verdi. Buna benzer
başka
bir girişim büroda öğle vakitleri çorba pişirme ge-
leneğimizi başlatmış olmasıydı. Çorbanın suyunu
çok koyardık ki herkes nasibini alabilsin. Namaz
kılmayı tekellüflü bir iş olarak gerçekleştirmezdi.
Namaz vaktinin gecikmekte olduğuna dair uyarılar
geldiğinde bakardık ki Cahit namazını zaten kılmış.
Dinin hükümlerine uyma konusunda hassasiyet ve
asabiyet gösterirdi. Şüpheli şeylerden kaçınır, bu
hususlarda bilenlere danışırdı. Vedalaştığı kimse-
lerden dua talep ederdi.
Latifeden hoşlanırdı.
Dertlerini ve üzüntülerini
paylaşmak istediğini hatırlamıyorum. Ama mutlu-
luklarını paylaşmak istediğine çok şahit olmuşum-
dur. Son hastalığında kendisini hastahanedeki ilk
ziyaretimde benden ısrarla fıkra anlatmamı istemiş-
ti. Oysa o sırada ıstırap çekiyordu.
49
49 Rasim Özdenören, ‘
Cahit’in Şiiri Hem Kaynakları Hem Yapısı İtibariyle
Müstakil Bir Alanın Ürünüdür’
,
Yedi İklim
,
Cahit Zarifoğlu Özel Sayısı,
S.. 5-6, Temmuz-Ağustos 1987. Âlim Kahraman ve Ali Haydar Haksal
gerçekleştirdiği bu konuşma özetlenerek aktarılmıştır. / Sıddık Akbayır,
Rasim Özdenören’le Söyleşi
, 7 Şubat 2009 Ankara.