123
Necip Fazıl
Özdenören’in, Necip Fazıl’la tanışma öyküsü şöy-
ledir: Sezai Karakoç, ‘Sizi Üstad’la tanıştırayım’
der. Sezai Karakoç, Alaeddin Özdenören ve Rasim
Özdenören, Necip Fazıl’ın Kızıltoprak’taki evine gi-
derler. Alâeddin Özdenören’in sırtında Maraş’taki
terzisine diktirmiş olduğu kahverengi takım elbi-
se vardır. Necip Fazıl, Alâeddin Özdenören’e ne-
reli olduğunu sorar. Rasim Özdenören’e değil de
Alaeddin Özdenören’e sorar. Elbise dikkatini çekmiş
olmalıdır. Alâeddin Özdenören, Maraşlı olduğunu
söyleyince, ‘tipik bir Maraşlı’ der.
Necip Fazıl’ın çok yönlü kişiliği biliniyor.
Hem
fikir hem edebiyat alanındaki ürünleri, bu zengin
fikriyatın ve hassasiyetin tezahürüdür. Onun, bu
alanların her birinde ve onların alt dallarında ver-
diği eserlerin her biri bir insan ömrünü doldurma-
ya yeter. Her fikir adamı aynı zamanda celadet sa-
hibi olmayabilir. Fikrini söyleyip köşesine çekilmiş
olanlar yok değildir. Necip Fazıl ise fikrini yalnız-
ca yazı ortamında söyleyip orada bırakmamıştır.
Fikrini, meydanlarda da dile getirmiş, konferans-
larıyla Anadolu’yu bir baştan bir başa dolaşmıştır.
Dinleyiciyle ve kalabalıkla karşı karşıya gelme du-
rumunda olanlar, aslında, bu işin ne denli cesaret
gerektirdiğini, her an, her türlü beklenmedik olayla
karşı karşıya gelmenin nasıl bir risk taşıdığını bilir.
Böyle durumlarda yalnızca hazırcevap olmak yet-
mez, cevabı aynı anda ifade edebilme cesareti de
gereklidir. İşte, Necip Fazıl, hem kritik anlarda hem
de hayatının gündelik anlarında, cesaretini ve hazır