117
süratle Oran’daki milletvekili sitesinde Erdem Bey’e
yetiştik. Erdem Bey’i hastaneye kaldırdık. Erdem, o
gün veya bir gün sonra ameliyata alındı.
Bu olay, Erdem Bey’le beraberliğimiz bağlamında
ve onunla ve adı geçen arkadaş kümesiyle aramız-
daki dostluk ilişkisinin ne kadar kavi ve derunî
olduğunun göstergesi olarak ele alınabilir.
Şöyle
ki: Erdem Bey’in milletvekili olarak çevresinin ge-
nişliğini hesaba katmasak bile o, fiilen, gerçek anla-
mıyla bir Bey ailesine mensup... Geniş bir arkadaş,
dost ve aile çevresi var... Buna rağmen o gece, beni
tercih etmesinin anlamı belli olmalı. Bu anlamın altı-
nı çizmek için bu hikâyeciği aktarıyorum. Buradaki
dostluk, her türlü arkadaşlıktan, kardeşlikten, ağa-
beylikten öte bir ilişki biçimine atıfta bulunuyor.
Erdem, beyliği bir toplumsal/siyasal statü olarak
tevarüs etmişti.
Bayazıt ailesinde beylik yalnızca bu
bağlamda kullanılır, sıradan bir hitap sıfatı olarak
değil... Evet, Erdem Bey, böyle bir Bey sülalesinden
geliyor. Erdem Bey’in şahsında beylik, vakarıyla,
üslubuyla, hitabıyla, himaye edasıyla her yerde, her
an asaletinin gereğini göstermiştir.
Erdem Bey’le 1955 yılında Maraş Lisesinin 1. sını-
fında tanıştık.
Ancak o tarihte ne o şairliğiyle tema-
yüz etmişti, ne de aynı dönemde birlikte olduğumuz
diğer arkadaşlar... O dönemde bir araya gelen Cahit
ve Sait Zarifoğlu kardeşler, bir sınıf aşağıda orta
üçte okuyan Alâeddin Özdenören ve daha başka ar-
kadaşlar, daha sonra Urfa Lisesi’nden Akif İnan’ın
da Maraş Lisesi’ne gelmesiyle -hepsi şiire, edebiyata