111
önemlisi müstakil hareket etmek ve müstakil karar
vermek onun başlıca özelliklerinden biriydi. Şayet
doğru bulduğu yolda yürümek için kendi kararının
isabetine inanıyordu ise sürüden ayrılmaktan perva
etmezdi. Bu bence onun kişiliğinin en güçlü yanla-
rından biriydi. Kendi kararının doğruluğuna başka-
larını ikna etmeye çabalamaktansa doğru bulduğu
yolda tek başına yürümeyi tercih ederdi.
Cahit, serazad ve kendi bildiğine yaşardı.
Fakülte
yıllarında uzun süreler ortalardan kaybolduğu,
kimseye görünmediği olurdu. Sonra bakarsınız bir-
denbire ortaya çıkmış ve bizimle kaldığı yerden de-
vam ederdi. Belki de yeni kararlarla, yeni projelerle
ortaya çıkardı. Bu deyişlerimizden Cahit’in hercai
yaradılışlı birisi olduğu sanılabilir. O öyle de değil-
di. Hakikaten prensip sahibi bir insandı. Bu pren-
siplerinin ne olduğunu bilemem, fakat karar verdiği
şeyden dönmezdi. Ama dönmesi gerektiğini hisse-
dince o karardan vazgeçmekten de tereddüt etmez-
di. Kısacası düz bir insan da değildi. Bazı kimselerin
bazı durumlarda nasıl düşündüğünü, düşünebi-
leceğini önceden tahmin etmek kolaydır. Cahit bu
yönden kolay bir insan değildi. Çoğu kereler onun
gıyabında bir karara varmak durumuyla karşı kar-
şıya geldiğimizde acaba bu konuda Cahit ne düşü-
necek diye onun müstakil görüşüne müracaat etme
zorunluluğunda kalırdık. Fakat diğer bazı arkadaş-
larımız için, o nasıl olsa bize uyar deyip geçebilirdik.
Cahit, fıtraten bir şeyler için yaratılmıştı.
Her tür-
lü güzelliğe âşıktı. İnsan güzelliklerine, tabiat gü-
zelliklerine ve insan eserinin güzelliklerine âşıktı.
Çok kimse bilmez, Cahit’in müzik tutkusu vardı.