Gençlik ve Spor Bakanlığı Yayınları - page 122

120
Erdem Bey, benden bir yıl sonra 1959’da liseyi bi-
tirdi, 2 yıl sonra 1960’ta da Cahit Zarifoğlu bitirdi.
Gene bir veya iki yıl sonra ikiz kardeşim Alâeddin
Özdenören bitirdi. Hepimiz İstanbul’da buluş-
tuk. Erdem Bey, 2 yıl İstanbul Üniversitesi Hukuk
Fakültesi’ne devam etti. Ne ki, geçim zorluğu dola-
yısıyla iki yıl sonra İstanbul’dan ayrılmak zorunda
kaldı. Erdem, aslında malı mülkü olan, her ne ka-
dar kendisi bundan istifade etmesini kotaramamış
olsa da, toprakları olan, arsaları olan, bir kısmı çift-
çilik yapan geniş bir ailenin çocuğu... Ama Erdem
Bey, ailesinin kendi yağıyla kavrulan bir dönemin-
de dünyaya gelmiş. Geçim zorluğu dediğim olay
da şu: Babası rahmetli, Erdem Bey’in aylık parasını
İstanbul’da yaşayan bir yakınlarına gönderiyor. O
da Erdem Bey’in her ziyaretinde cebine 3-5 lira ka-
dar bir harçlık koyuyor. Bir gün Erdem bana: ‘Rasim,
dedi, artık dayımlara gitmeye mahcup oluyorum,
ne zaman gitsem cebime harçlık koyuyor. Bu da
hoşuma gitmemeye başladı. Burada kalırsam aile
bağları münasebetiyle onları ziyaret etmek zorun-
da kalacağım. Ziyaret etmesem gönül koyacaklar,
dolayısıyla ben fakülteyi bırakıyorum, yatay geçiş
yapıp fakülteyi Ankara Hukuk’ta bitirmeyi düşünü-
yorum.’ dedi.
O sırada bir biblo imalathanesinde işçi olarak ça-
lışıyordu.
Fakat, oranın çalışma ortamı kısa sürede
sağlığına zararlı olmaya başladı; çünkü aşağı yukarı
8-10 saat alçı tozu teneffüs ediyordu. Yoğun bir si-
gara bağımlısıydı. Daha o dönemde, 21-22 yaşların-
da iken akciğerleri o yoğun kirli havayı kaldıracak
1...,112,113,114,115,116,117,118,119,120,121 123,124,125,126,127,128,129,130,131,132,...164
Powered by FlippingBook