Gençlik ve Spor Bakanlığı Yayınları - page 33

31
lerin korkunç biçimde değişmiş olduğunu sezinliyordu.
Bildiği, beklediği sadeliğin dışına çıkmıştı her şey…
Bunca insanın içinde kıyafetini değiştirmemiş olan cüb-
beli sarıklı bir genç adama hayret eder. Cemaatin içinde
bu kıyafette olan bir başkası yoktur. O zaman, bu genç
adamın kıyafeti büsbütün gözü karalık olarak beliriyordu.
Böyle birkaç kişi daha olsa her şey çok kolay diye düşünür.
Fakat cemaatten bu olağanüstü kıyafete de kimse dikkat
etmez. Adam bu duruma da şaşırır.
Namazı, gözü kara sarıklı genç kıldırır. Namazdan sonra,
imamı yakalayıp konuşmak için dışarıda onun çıkmasını
bekler:
İmam kapıda göründü. Birden dehşete kapıldı. İlkin o
olup olmadığında tereddüt etti. Fakat hayır, oydu. Ama
üzerinde cübbesi ve sarığı yoktu. Ama kendisini asıl deh-
şete salan, sakalı da yoktu. Az önce bunu fark etmemişti.
Tam bir sarsıntıydı bu.”
21
Gül Yetiştiren Adam, bundan sonra, dağılmakta
olan cemaate bir hitapta bulunur. Özünden uzaklaş-
maya yüz tutan insanımızı, kendi kendisiyle hesap-
laşmaya çağırır. Fazla uzun olmayan bu konuşma,
metnin nirengi noktasıdır:
“İnsanlar…
Ey cemaat-ı müslimîn.
Ey cemaat-i müslimîn ve gafilin... Sizler nasranî misiniz?
Yoksa mecûsî misiniz? Hangi millettensiniz?
Şimdi namazdan çıktığınıza göre siz İslâm milletindensi-
niz. Ama bunu ispat edebilir misiniz? Siz buraya, camiye
21 Rasim Özdenören; a.g.y.
1...,23,24,25,26,27,28,29,30,31,32 34,35,36,37,38,39,40,41,42,43,...164
Powered by FlippingBook