SU GİBİ AKAN
GENÇLİK YILLARI
Rasim
ÖZDENÖREN
- 83 -
hissettiğimiz için mahallenin çocukları neredeyse Alaeddin’le
benim liderliğimizde oyun oynamaya başladılar. Bizim daha
önce öğrendiğimiz numaralar vardı Alaedddin’le, mesela; bi-
risi aklından bir kelime tutuyor, tuttuğu kelimeyi Alaeddin’e
söylüyor, o kelimeyi ben biliyorum. Böyle oyunlarımız vardı
veyahut cin kaynatma diye bir oyunumuz vardı. Böyle bir iki
oyun gösterisi yaptık, liderlik bizim elimize geçti. Yüzmeyi bi-
liyorduk, Malatya’da derede yüzmeyi öğrenmiştik ve o yüzme
bizi denizde de yüzdürdü. Malatya’da minicik bir kanalda öğ-
rendiğimiz yüzmeyle İstanbul’da denize girdik ve başarılı birer
yüzücü olduk Alaeddin’le.
Malatya’daki o ilk çocukluk gençlik dönemlerimiz bize çok
şey kattı. Daha sonra çocukluğumuzun Maraş dönemi, gerek
Malatya’daki çocukluk, ilk gençlik yaşantımız bize Anadolu’yu
en azından o mıntıkanın Anadolusunu içeriden kavramamı-
zın yolunu açtı. Biz aslında serbest bir çocukluk yaşadık, evet
belli bir disiplin içindeydik ama sokağa çıkmamızda öyle çok
da sıkboğaz edilmedik. Gecenin geç vakitlerine kadar icabın-
da sokaklarda kalabiliyorduk ve bize bundan dolayı da her-
hangi bir soru sorulmazdı. Ancak şunu da beklerlerdi, nerede
olduğumuzu bilmek isterlerdi evden, ben de genelde arada
bir eve uğrayıp anneme nerede olduğumuzu haber verirdim,
Alaeddin pek oralı olmaz kendini ve etrafı unuturdu. Ben
onu da unutmazdım kendimi de unutmazdım. Mesela, ayak-
kabısını bir yerde unuturdu, ceketini bir yerde unutur onun
ayakkabısını ceketini öteberisini ben toplar eve getirirdim.
Getirmediğim zaman, sanki bu benim üstüme vazifeymiş gibi