SU GİBİ AKAN
GENÇLİK YILLARI
Rasim
ÖZDENÖREN
- 90 -
memek üzere. Akıbeti de meçhul, o dönemde yazdığım hikâ-
yelerin çok az kısmı elimde bulunuyor, o da ilk müsveddeleri.
Onlar bile neredeyse, o bölük pörçük hikâyeler bile hatırı sayı-
lır bir cilt tutulacak hacimde. O öyküleri olan İz Yayıncılık “İlk
Öyküler” diye basmayı vadetti.
Bu dergilerle tanışınca, bu edebiyat dergileriyle tanışınca
bizde yeni bir okuma şevki saçıldı. Özellikle
Varlık
dergi-
si. Varlık Yayınları’nın çıkardığı kitapların tamamını, Remzi
Kitabevi’nin birçok kitabını ödemeli sipariş ederek getirt-
tim Maraş’a. O zaman postanın öyle bir hizmeti vardı. Varlık
Yayınları’ndan, Yenilik Yayınları’ndan, Yeditepe Yayınları’ndan
birçok yayınevinden ödemeli olarak kitap getirtiyor ve harıl
harıl da okuyordum onları. Evde hâlâ birkaç rafta o kitaplar
muhafaza edilir. Bütün bu savrulmalara rağmen, biz uzun yıl-
lar kiracı olarak yaşadık, babam hiç ev almaya heves etmedi.
Emekli olduğunda Maraş’ta bir ev alacak paramız vardı ama
babam öyle şeylere hiç heveslenmezdi. Ben de galiba babama
çekmişim, benim de öyle mala mülke hiç hevesim olmadı.
Şunu söylerdi, Maraş’ın bütün evleri benim derdi, İstediğiniz
evde oturabiliriz. Mal mülk sahibi olmadı, biz de dolayısıyla
mal mülk sahibi olmaya heveslenmedik. İstanbul’a gittiğimiz-
de babama dedesinden, mazisi 300-400 yıllık Eyüp, Bayıldım
Çıkmaz’da 1 ve 2 numaralı miras kalmış evlerde otururduk.
Sallanırdı o evler. Ben Hastalar ve Işıklar’daki hikâyelerde o
evi anlatmışımdır, o ahşap evi, o ahşap mahalleyi anlatmışım-
dır. Hikâyelerde, kendi ailemden tanıdığım hanımların, bu-
rada yaşayan İstanbul hanımlarının davranış biçimleri yansır.