SU GİBİ AKAN
GENÇLİK YILLARI
Rasim
ÖZDENÖREN
- 85 -
culuk yapılırdı. Fakat Malatya Elazığ arasında böyle bir yolcu-
luk var mıydı, var ise Elazığ Tunceli arasında var mıydı onu
bilemiyoruz. Nerede konaklayacağımız belli değil, hepimiz
kamyona doluştuk, bazılarımız şoför mahallinde bazılarımız
arkada. Babamla biz çocuklar dışarıda, annemle kız kardeşim
de şoför yanında oturdu, böylece yolculuğumuz başladı. kam-
yonun üzerinde ikindi vakti yola çıktık sabah sekizi dokuz gibi
Tunceli’ye ulaştık. Tunceli’ye geldiğimizde okuma yolunda
epey mesafe kat etmiştik biz.
Dediğim gibi o kitapçının kitapları da bende kaldı, sonra nere-
ye gitti kime verdim, kimin elinde kaldı bilmiyorum. Şu anda
kitabın ismini hatırlamıyorum. Çok büyük ihtimalle Abdullah
Ziya Kozanoğlu’nun kitaplarından olabilir. Gültekin olma ih-
timali çok yüksek. O kitabın bedelini yıllar sonra Tevfik amca-
nın oğluna ödedim ben. 1969’da Devlet Planlama Teşkilatında
uzmanı olarak Malatya’ya geldiğimde Tevfik beyi aradım fakat
Tevfik amca öldü dediler oğlunun yerini gösterdiler, o kitabın
bedelini hatırlamıyorum bazılarının bedeli 10 kuruş bazıları-
nın bedeli 5 kuruştu. Bunu 10 kuruş üzerinden hesaplayalım,
kaç gün bende kaldıysa her yıl 360 gün diye düşünürsek 15
tane 360 çarpı 10 bedeli ne tutuyorsa hemen ödeyeyim dedim.
İşte kaç para tutuyorsa, o da alicenaplık gösterdi. “Abi” dedi,
“o kadar değil de 2 buçuk lira versen yeter” dedi, böylece he-
lalleşmiş olduk.
Tunceli’ye geldiğimde gazete de kitapçı da yoktu. Gazeteler 3
günde, bazen 5 günde, bazen 1 hafta sonra okunmuş şekilde