59
Dilekler yine zaman üzerinedir:
“Ey yolda kaybolan
ezilen haber/ Aşarak zamanı yenile çağı”
12
Zaman gün-
ler ve geceler üzerinden esneyerek geçen, hızla akan
değil hızın kendisidir âdeta. Vakit farkında olmaya-
cak kadar erken ve kendini hissettirmeyecek denli
geçtir. Çünkü hayat bir sürü adamıyla üstümüze
üstümüze gelirken hiçbir şeyin öncesi sonrasının
veya dayak yiyeceğimiz yere erken gelmenin ya da
geç kalmanın bir önemi yoktur. Zamanı fark etme-
yecek denli kısa yaşıyoruz zira. Aldığımız nefesi
fark etmeyecek denli alışkın ve çabuk: “
Zaman ke-
lebeği değip de geçer/ bir nefeslik vaktin can yaprağına”
13
Yaşamak bir tür sevme biçimidir ve sevmekse za-
manla baş edebilme uğraşıdır. Zamanın sahibinden
bir ricası vardır:
“Zaman yürümesin gün dolanmasın /
toprağı emzirsin kalbimin nabzı”
14
Ölüm dediğimiz şey
sanırım böyle bir çağrıyı kendine edilmiş dua kabul
eder. Zaman uzayıp böyle nereye gider veya nereye
kadar gider? Bunu hesap edecek bir ölçü aleti icat
olmadı daha. Fakat kalbimiz kendine yüklenen ağır-
lığı tan vakitlerinde, gurup zamanlarında gayet iyi
tartmaktadır.
Şair yakalayamadığı için zamanın ne saçları ne el-
leri ne de eteklerinden şiiriyle haber gönderir, fazla
uzaklaşmadıysa dönsün gelsin diye. Kısa konuşma-
ya ahdetmiştir şair. Çünkü işleyen her saat, geçip gi-
den her saat, beklenilen her dakika, üstümüzden ha-
valanan her saniye, konacak bir yer bulamadığı için
sözümüzün dallarında bize doğru alçalmadan uçup
12 M. Akif İnan; Hicret, Esra Sanat Yayınları, s.6, 17, 34.
13 M. Akif İnan;
Tenha Sözler
– Zaman, Esra Sanat Yayınları, s. 53.
14 M. Akif İnan a.g.y. s.37.