Gençlik ve Spor Bakanlığı Yayınları - page 152

150
ve duyma tempomuza kadar hayatımızı baştan aşa-
ğı yeniden dizayn eden teknolojik gelişmelerin tesi-
rini dikkatlerimize sunuyor. Teknik imkânlara sahip
olan aynı medeniyet mirasına sahip bir toplum, bu
imkâna sahip olmayan toplumdan bir anda toplum-
sal yaşam noktasında farklılaşıveriyor. Acaba niçin?
Akif İnan’a göre aslında yeryüzündeki her topluluk
kendi tekniğinin tohumlarını da bünyesinde taşır.
Bu sebepten bir uygarlığın geliştirdiği teknik, başka
bir uygarlığın toplumu için aynı şekilde uygulandığı
taktirde farklı sonuçlar doğurabilir. Bugün Batı tek-
niğinin uygulama alanı bulduğu toplumlarda yarat-
tığı bunalım ve sıkıntılar böyle bir uyuşmazlığın so-
nucudur. Akif İnan, Batı’nın medeniyet empozesini
kendi
dünyasının dışında kalmış milletlere ürettiği
tekniği vasıtasıyla yapmaktadır. Çünkü tekniğin bir
ülkeye ulaşması ile birlikte o tekniği üreten mede-
niyetin yaşam biçimi de yavaş yavaş kendini kabul
ettirmeye başlıyor. Teknolojiyle uyumun sağlanma-
sı aynı zamanda o toplumun ait olduğu medeniyet
zemininden kayması demektir. Peki, o hâlde ne
yapmalı? Akif İnan bu soruya şöyle cevap veriyor:
“Önce Batı tekniğinin, Batı uygarlığının bir ürünü ol-
duğunu kabul etmeli. Yani bu evrensel bir teknik değil,
batının tekniğidir. Batının uygarlığı ile tekniği bir bü-
tündür. Bizim uygarlığımız ise özünde teknik oluşumları
ve gelişmeleri şart gören ileri ve ideal bir hususiyet taşır.
O hâlde sanayileşmeye uygarlığımızın bakış açısıyla yak-
laşmalıyız. Ölçü ve çözüm anlayışımız batılı, batıcı gibi
olursa toplum yapımızın ayağı daha da kayar; bunalımlar
daha da çoğalır. Cemiyetimizi kaybederiz. Uygarlığımızı
1...,142,143,144,145,146,147,148,149,150,151 153,154,155,156,157,158,159,160,161,162,...172
Powered by FlippingBook