149
Akif İnan nezdinde aydın olmanın temel şartı, hal-
kı ile uyumlu olmaktır. Halkının yaşam biçimine,
inançlarına ve geleneklerine karşı saygılı olduğu
kadar onları içselleştirmek bakımından da muhafa-
zakâr olmalıdır. Bizdeki aydının saplantısı ilericilik
ve devrimcilik ülküsünden başka bir değer tanıma-
masıdır.
Oysa geleneksel hafızayı korumak diye bir şey var-
dır. Batı ülkelerinin üniversiteleri kendi geleneksel
uygarlıklarının, kültürlerinin âdeta birer karargâhı
durumunda iken bizde üniversiteler gelenekler kar-
şısına çağdaşlık ve yenilik argümanlarıyla çıkan en
etkin kurumdur. Edebiyat bu aydın sapmasının en
müessir cevabıdır. Bir toplum nereden düşmüşse
oradan kalkabilir ancak. Türk toplumunun ayağa
kalkacağı yer de medeniyet ve edebiyat üzere düş-
tüğü yerdir. Kültürden irfana, medeniyetten edebi-
yata, Müslüman fertten memleket aydınına kadar
bunu sağlamanın yolu Akif İnan’ın kaleminden sü-
züldüğü şekliyle “yerli yerindelik”tir.
AKİF İNAN’AGÖRE TEKNİKVE SANAYİLEŞME
Söz konusu olan medeniyet ve uygarlıksa teknik ve
sanayileşmenin etki alanını hesaba katmamız zo-
runludur. Gelişen teknoloji ve sanayileşmeyle bir-
likte değer yargılarında ve yaşam biçimlerinde hızlı
bir değişmenin olduğu açıktır. Çünkü artık yeni ku-
şaklar geriye değil; teknolojinin kafasını uzattığı, ses
verdiği ileri noktaya doğru bakıyorlar.
Teknoloji hangi medeniyetin izlerini taşıyorsa bu
teknolojiyi kullanan toplumların hayatlarına ve de
yaşam biçimlerine bu izler ister istemez bulaşmakta-
dır.
“Din ve Uygarlık”
kitabında Akif İnan, düşünme