Gençlik ve Spor Bakanlığı Yayınları - page 111

109
sözü açılınca belli ki Nuri Pakdil’in Akif İnan ile il-
gili dostlukları, anıları aklına geliyor. Zevkle anlat-
maya başladı:
“Akif İnan ile Sultanahmet’te oturuyoruz.
Beş paramız yok hatta eve gidecek paramız yok. Tam o
sırada önümüzden Necip Fazıl Kısakürek geçiyordu. Akif
İnan kalktı ‘Üstattan para isteyeceğim’ dedi. Gerçekten
de önüne geçti. Ben yerimde oturdum, ama görüyordum.
Akif, ‘Üstad’ demiş, ‘Nuri Pakdil ile oturuyoruz, ikimizin
de parası yok.’ Üstad cebinden cüzdanı çıkarıp bir yığın
parayı ona uzattı. Akif elinde paralar yanıma sevinçle gel-
di...” “Abi sen Necip Fazıl’dan para isteyebilir miydin?”
diye soruyorum Pakdil’e... “Yok efendim, asla isteyemez-
dim” diye cevaplıyor.
Bu olaydan Pakdil’in çekingenliğini mi çıkarmak
daha muvafıktır yoksa Akif İnan’ın cesaret ve cü-
retkârlığını mı? Belki de Akif İnan’ın mizacını ve
üstad Necip Fazıl’la aralarındaki teklife açık sami-
miyet ve de harbiliğe örnek teşkil ediyor bu hadise.
Akif İnan’ın başlayıp da terk ettiği fakültedeki öğ-
rencilik hayatına yeniden dönmesini sağlayan yine
Pakdil’dir. Üzerinden taşra izleri silinmemiş genç-
lerin büyük şehirlerin
hayhuyu içerisinde kaybo-
lup gitmemesi için Nuri Pakdil’in gösterdiği gayret
unutulmazdır.
Edebiyatın mücadele için bir araç, sahih bir enstrü-
man kabul edilmesi de böyle bir birlikteliğin teşvik
edici gücü kabul edilir. Nuri Pakdil, Akif İnan’ın
şiirsel gelişim ve değişiminin en dikkatli takipçisi-
dir. Gönlünü ferahlatan güzel haberi Paris’ten mek-
tupla iletir:
“Nuri Pakdil Paris’te. Dergimiz Edebiyat’a
‘Kaside’ adlı şiirimi koyuyorum. Bu şiir benim sanattaki
1...,101,102,103,104,105,106,107,108,109,110 112,113,114,115,116,117,118,119,120,121,...172
Powered by FlippingBook