 
          116
        
        
          için götürmüştü. Doğrusu iyi de etmişti, çünkü Akif bey-
        
        
          le sıcağı sıcağına konuşma ve tanışma vesilesi oldu benim
        
        
          için. Sonraki karşılaşmalarda hep
        
        
          samimi ve candan bir
        
        
          şair olarak, bir büyüğümüz olarak hep saygı gördü.
        
        
          Son yıllarında çok az şiir yazdı. Sanıyorum o sen-
        
        
          dikal faaliyetlerden fırsat bulup şiir yazamıyordu.
        
        
          Şiirleri ve yazdıkları ve diğer kitapları ve de yayın-
        
        
          lanmamış, kitaplaşmamış yazıları mütevazı bir ses-
        
        
          sizlik içinde bekliyorlar şimdi. Yazmak lazım olacak
        
        
          bir gün elbet
        
        
          , Akif İnan şiiri nedir?.. Nereden başlar ve
        
        
          nereye doğru gider?..”
        
        
          Nurettin Durman’ın da anlattığı gibi Akif İnan,
        
        
          Mavera
        
        
          dergisinde daha bir görünür olmuştu.
        
        
          Mavera
        
        
          ’nın metafizik ruhunu peşinde gölge gibi ta-
        
        
          şıyordu. Özellikle
        
        
          Mavera
        
        
          dergisinin kapanmasıyla
        
        
          birlikte son yıllarda çok az şiir yazdığı doğrudur.
        
        
          Nurettin Durman’ın dediği gibi bunun sebeplerin-
        
        
          den biri sendikal çalışmalarının yoğunluğu olabilir,
        
        
          ama başka bir sebebi de
        
        
          Mavera
        
        
          kapandıktan sonra
        
        
          aynı sıcaklıkta bir dergi görememesi, edebiyat mah-
        
        
          fillerinin kendi içlerine kapaklanıp etraflarındaki
        
        
          kimseyi görmek istemeyişleri de bir sebep sayılabi-
        
        
          lir.
        
        
          
            SEZAİ KARAKOÇ VE AKİF İNAN
          
        
        
          Rasim Özdenören kendisiyle yapılan bir söyleşiye
        
        
          verdiği cevapta
        
        
          “
        
        
          Diriliş Dergisi’yle, özelde ise Sezai
        
        
          Karakoç’la tanışmamız bizim İslamı tanımamızın yolu-
        
        
          nu açtı. Diriliş, dergi olarak kendisinin selefi olan Büyük
        
        
          Doğu’nun yöntemlerini uyguladı büyük ölçüde”
        
        
          diye-
        
        
          rek
        
        
          Mavera
        
        
          dergisinin edebî kaynağına işaret eder.