115
Ağustos-Eylül-1983), Üstad’ı Anlatmak (Temmuz,
Ağustos, Eylül- 1983), Tarihteki Üstat (Temmuz,
Ağustos, Eylül-1983), Osman Yüksel’e Dair
(Aralık-1983), Necip Fazıl Kısakürek (Aralık-1984),
Fikir-Edebiyat Ayrılmazlığı Ve Akif (Mayıs-1985),
Bir Tahlil Denemesi (I) (Eylül-1978), Bir Tahlil
Denemesi (II) (Ekim-1978), Bir Tahlil Denemesi
(III) (Aralık-1981), Bir Tahlil Denemesi (IV) (Mart-
1982), Bir Tahlil Denemesi (V) (Mart-1982), Bir Tahlil
Denemesi (VI) (Eylül-1982), Bir Tahlil Denemesi
(VII) (Aralık-1982)...
Şair Nurettin Durman, Akif İnan’lı ve Maveralı gün-
leri şöyle anlatır:
“
Akif İnan’ı Mavera dergisinde yayım-
lanan şiirlerinden tanıyordum. Oradaki şiirleri daha de-
ğişikti diğer şairlerden. Ayrı bir tarzı ayrı bir havası vardı
yazdıklarının. Bilahare tanıştığımızda belki bu yüzdendir
ki, şahsiyeti ve fiziki durumu hakkında hayrete düşmedim.
Cüssesi yazdıklarının kanıtı gibi duruyordu. Kalıplı ve
tok sesli bir şair. Zaten şiir okumalarında da ayrı bir hava-
sı vardı. Belki öyle çok popüler değildi, lakin takdir gören
ve sevilen hâl içinde karşılanıyordu her yerde. Eğitimci
kişiliğini de buna eklediğinizde mutlaka çevresinde birkaç
kişi olurdu ve mutlaka birkaç kişi de onu görmeye gelirdi
gittiğimiz yerlerde. Tok sözlü hoş bir adam.
Ben Nurettin Durman, dedim ve şiir kitabımı uzattım.
Kitabı aldı yüzüme baktı ve kitabı öptü alnına koydu.
Âdeta hürmete layık bir zatın elini öpmesi gibi. Sonra
bana bakarak; ‘niye bu kadar geç tanıştık Nurettin’ dedi.
‘Nasip bu güneymiş abi.’ dedim. M. Atilla Maraş’ın bizi
canlı yayın için götürdüğü radyonun oturma odasınday-
dık. Atilla Maraş; Akif beyi, Vahap Akbaş’ı ve beni söyleşi