Gençlik ve Spor Bakanlığı Yayınları - page 90

88
yerlere gitme/gelme hengâmesidir. İçeri; ailedir. Bu,
Sezai Karakoç’un
Köpük
şiirinde dile getirdiği
“Bir
insanı al onu çöz çöz çocuk olsun”
söyleyişine benze-
mektedir. Özdenören öyküsünden hareketle, ‘Bir
toplumu al onu çöz çöz aile olsun.’ demek müm-
kündür.
Yücel Çakmaklı’nın ilk filmlerindeki kuru didaktik
yapı, teatral söyleyişler
Çözülme’
de yoktur. Bu, hem
eserin başarısı hem yönetmenin yeni sinema anla-
yışının zaferidir. Öyküdeki dışarı/toplum - içeri/aile
yapısı filme görüntünün diliyle başarılı bir şekilde
aksettirilmiştir.
Kerim eve gelir, sattığı ipliğin parasını annesine ve-
rir. Annesi satılan iplik karşılığında verilen paranın
azlığında dolayı kızar. Biliyordur ki; oğlu paranın
bir kısmını kendine ayırmıştır kumar için. Bunca
çaresizlik içinde fedakârca çalışan, mihnete göğüs
geren anne, zor zamanlarda oğlunu yanında göre-
meyince/göremediği için, oğluna karşı öfkesini her
fırsatta dile getirir. Yemekte “ziftlen de yetiş gide-
ceğin yere”, yemekten sonra “ocağımızı başımıza
yıktın, bedenin devrilsin senin e mi”, kahve isterken
“zıkkım iç” der. Kerim, işlemediği bir cinayet yü-
zünden korkuya kapılmıştır, evden çıkmaz. Bekler,
Ragıp’tan bir haber gelmesini bekler. Bu bekleyiştir
zaten onu tüketen ve muhasebeye iten. Beklemek
onu kendine yaklaştırır. İşlemediği bir suçun ağırlı-
ğını üzerinde hisseder her sabah uyandığında.
Bir gün, polisin gelip onu götürmesini beklemekte-
dir âdeta. Onun için kendini temize çıkarmaya ça-
1...,80,81,82,83,84,85,86,87,88,89 91,92,93,94,95,96,97,98,99,100,...164
Powered by FlippingBook