81
nının günlük hayatından parçaları yansıtarak açılır.
Böylelikle daha giriş sahnelerinde ‘neyi’ anlatacağı-
nı da söylemiş oluyor.
Bu önemli bir ayrıntıdır. Şundan: 1977 yılında çeki-
lir film. Yani Türkiye’nin en sıkıntılı olduğu dönem-
lerden birisinde... Sinema sektörünün tabir-i caizse
dibe vurduğu, sektörün ayakta kalabilmek için ‘bel-
den aşağı vurduğu’ ve furya hâline getirdiği filmler
oynatılmaktadır salonlarda. Yabancı film işgali üst
seviyededir. Köy ve köylü hayatını anlatan filmler
ise
töre kavgaları, toprak kavgaları ve aşk hikâyele-
rinin üstüne çıkmamaktadır. Elbette ki böyle bir va-
satta az sayıda kalıcı/ nitelikli filme imza atılmıştır;
ama sinemamızın o dönem genel panoraması aşağı
yukarı bu şekildedir. İşte
Çok Sesli Bir Ölüm
daha ilk
sahnesiyle bir insan hikâyesi anlatacağını, dahası
makyajlanmış / kolajlanmış bir Anadolu çizmeden
bu işe girişeceğini söylemektedir.
Filmin kısaca konusu şöyle: Evinin çatısındaki kar-
ları temizlemeye çalışır Şehmuz, karısı aşağıda ça-
maşır yıkamaktadır. Oğulları Kamber ise evden
biraz ötede çalı çırpı toplamaktadır. Kadın çatıdan
aşağıya atılan karın durduğunu, ardından küreğin
de düştüğünü görünce yerinden fırlar, çatıya çıkar.
Kocası Şehmuz boylu boyunca yatmaktadır. Can
havliyle oğlunu çağırır, ikisi Şehmuz’u içeriye taşır.
Akıl danışmak için köydeki yaşlılardanArap Baba’yı
çağırırlar. Arap Baba bakar, ama Şehmuz’un hâlinin
kötü olduğunu görür. Bakaç Ali adlı kişiyi bulma-
sını söyler Kamber’e. Bakaç Ali hekimlik yapan bi-
risidir, zor da olsa Kamber onu bulur ve eve getirir.
