Gençlik ve Spor Bakanlığı Yayınları - page 91

89
bir yumruk inmiş balçığa dönüyor ve ortada yalnız ötele-
rin ötesini gösteren, onun işaret parmağı kalıyor.
(...) Kadın ancak muazzam bir ruh rejimi içinde vasıta
rolü oynayabilir; gaye olunca da gökleri erkeğin üzerine
yıkar. Onu, gayelerin gayesi yolunda bir işaretçi olmanın
ve büyük visalden gizli bir tad getirmenin sınırında nasıl
tutabilmeli?..’
Burada kadına yüklenen fonksiyonu, romanda Hat-
çe üstlenecek; Naci ona duyduğu aşk ve sevgi va-
sıtasıyla, onun rehberliğinde fenafillaha erişecektir.
Aynadaki Yalan,
kalabalık kadrolu bir roman değildir.
Buradaki kişilerin, anlatılmak istenen düşünceleri
taşıyan birer araç olduğu unutulmamalıdır. Roman-
daki ağırlık, olaylarda ya da kişilerde değil, romanın
düşünsel yapısındadır.
Romanın birinci derecedeki kişisi Naci, aydın insa-
nın temsilcisidir. Arayışlar içindeki aydının buna-
lımlı ruh hâlini yansıtır. Mine ve Âbid, fikren Na-
ci’ye hasım konumundadırlar. Fikrî yapılarının ak-
sine bir burjuva gibi yaşam sürerler. Hatçe ve Belma,
birinci derecedeki kişinin arzu ettiği ya da korku
duyduğu kimselerdir. Belmâ bencildir. Kendisinden
başkasını önemsemez. Hatçe, bir ruh insanıdır. Na-
ci’nin kadında aradığı vasıflar, Hatçe’de mevcuttur.
Naci, Hatçe’ye duyduğu sevgiyi, aşkı, maddiyatın
ötesine taşıyabilmiş, Mecnun’un Leyla’ya duyduğu
sevginin bir benzerini, Hatçe’de yaşayarak ruhunu
rahatlatmıştır.
Naci, derinlerden gelen sesin sahibini önce tanım-
layamaz. Sonraları bu sesin Hatçe’ye ait olduğuna
inanır. Onun,
‘Beni istemiyor musun?’
sualine
‘Seni
istiyorum! Yalnız seni! At üstündeki kara mantoyu da ya-
1...,81,82,83,84,85,86,87,88,89,90 92,93,94,95,96,97,98,99,100,101,...164
Powered by FlippingBook