129
Onu ölüme götüren hastalık süreci, ses tellerinde
küçük bir sorun şeklinde başlamış, gırtlak kanseriy-
le sonuçlanmıştır. Doktora gitmeyi bile düşünmez.
Eşinin ısrarıyla doktora gider. Fakat süreç başlayın-
ca beklenmedik sonuçlar çıkar. Balıkesir’de teşhis
konulamaz, Bursa’ya sevk edilir. Bu süreci dostu
Remzi Matur’a hastaneden yazdığı mektupta şöyle
anlatır: “Aşağı yukarı ongündürUludağÜniversitesi
Hastanesi Kulak Burun Boğaz (KBB) bölümünde te-
davi görmekteyim. İlâç tedavisi. Bedenimi operas-
yona hazır hâle getireceklermiş. Sağlık karnemin
bildirdiğine göre; 18 Şubat 2003 tarihinde Balıkesir
Devlet Hastanesi’ne, yutkunma güçlüğü nedeniyle
başvurmuşum. KBB uzmanı, karneye, faranjit yaz-
mış. Aynı gün, hazır gelmişken bir de cildimi göste-
reyim dedim. Cildiye uzmanı da karneye ilâç yazdı.
Aradan geçti bir on beş gün. Başlangıçta zorlanarak
da olsa yiyip içebiliyordum. Sonra bırak yemeyi, bir
yudum su bile içemez oldum. Tekrar hastaneye git-
tim. Günlerden pazar. Dahiliye uzmanı nöbetçiymiş.
Ciğerlerimin filmini çekmişti. Ciğerlerin temiz dedi.
Yarın KBB’ye göster. Gösterdik. Boğazda tümör çıktı.
Haydaaa! İşte bu hesapta yoktu. Hayat insana hep
karanlıkta mı gülümsüyor ne! Hiç vakit kaybetmek-
sizin ya İzmir ya İstanbul ya Bursa! Bursa’da karar
kıldım. 24 Mart 2003. Demek on gündür hastanede-
yim. Yarın burundan beslemeyi bırakıp hem kolay
hem daha yararlı olacağı için karından beslenme-
ye geçilecekti. Yarın dedim, ama öbür gün. Çünkü
yarın pazar. Bu arada yeni gelişmeler oldu. Beni
Cerrahpaşa’ya nakletmeyi düşünüyorlar. Benim
hastalığımın tedavisi konusunda orası daha dene-