136
Alâeddin Özdenören’in gençlik yıllarına ilişkin ben-
ce en doğru bilgi, ilk defa
Batılılaşma Üzerine
’nin
“sunuş”u olarak kaleme alınan
“Orta Kaya”
isim-
li mükemmel yazısıdır. Bu yazıdan hareketle
Rasim Özdenören yine mükemmel bir Alâeddin
Özdenören yorumu yapar: “Onun, ta başlangıcın-
dan beri, ömrü, böylesine bir ‘orta kaya’ üstünde
geçmiştir. Dıştan bakışta herkesle birlikte gülüp
oynayan, şen şakrak görünen bu ruh, aslında hep
yalnızdır, bir başınadır. Bitkin ve yorgun biçimde,
bir kurtuluş umuduyla, dahası can havliyle kendini
attığı, minicik kayaya tutunmak ister. Tutunabildiği
denli oradadır. Ama orası gözlerden uzak bir yerdir.
Orası tecrit edilmiş bir adadır. Orada, o, yalnızdır.
Yalnızca ıztırapları vardır. Ve yalnızca ıztıraplarıyla
baş başadır. Bu yalnızlığa ne ana baba ne kardeş ne
arkadaş, hiç kimse ortak çıkamaz. O da zaten bu yal-
nızlığa kimsenin ortak çıkmasını istemez. Kimseden
yalnızlığına ortak çıkılmasını beklemez. Kendisini
anlayan var mıdır acaba şu yeryüzünde? Aslında bu
bile düşünülecek bir husus değildir. Çünkü ne den-
li yalnız olduğunu, ne denli acılar içinde yaşadığını
kendisi bile bilmez. Böyle bir acının patlak vermesi
için ancak bazı olayların vukuu gereklidir. Böyle bir
fırsatı, ona, bir evlât acısı tattırır. O, o acıyı başka hiç
kimsede görmediğim ölçüde iliklerinde, kanının al
yuvarlarında, kızıl bir ateş hâlinde yaşadı. Ona or-
tak çıkamayacağımı biliyordum. Ona ortak çıkmak
onunla aynı uçurumun dibine doğru debelenmeyi
göze almayı istiyordu.”
“Alâeddin, yalnızlığının doruk noktalarında, yani
tümüyle kendi içine çekildiği anlarda” dalgınlaşır-
dı. “Düşünün ki bir defasında, akşam çorbası için
evine davet ettiği Âkif’i, evini aramak zorunda bı-