77
tür öykülerin gerektirdiği teknolojiyle de beslenmiş
olmak zorundadırlar. Bazı filmler de, yazılı bir ede-
biyat metninden, iyi bir öyküden yola çıksalar da
yalnızca bu metne dayanmayıp onu aşıp başka bir
noktaya gelme durumunda olan filmlerdir. İyi bir
filmin mutlaka iyi bir öyküden yola çıkmaması, baş-
ka bir şeylere dayanması gerektiği anlaşılmamalı…
İyi bir öyküden yola çıkan iyi filmler vardır. Bunlara
en iyi örnek, Hitchcock’un kendi filmleridir. Gerçi
Hitchcock, Napolyon’un ‘Para! Para! Para!’ dediği
gibi, ‘İyi bir Öykü! İyi bir öykü! İyi bir öykü!’ diye
tekrarlamıştır; ancak bugün Hitchcock’un bir filmi,
konusu bilindiği hâlde üçüncü, beşinci kere seyre-
dilebiliyorsa bu, filmlerin Hitchcock’un dediğinin
tersine iyi öykülerinin olmasından çok, onların sine-
ma sanatı açısından çok önemli şeyler içermesinden
kaynaklanır.
İyi film denilen şey, iyi bir öyküden yola çıksın ya
da çıkmasın ona çok önemli şeyler katan, sinemanın
kendi dilini bulduğu
filmdir. Bir diğer söyleyişle bir edebî metinden
yola çıkarak filmin senaryosunu yazarken mutlaka
o senaryonun görsel olarak düşünülmesi gerekir.
Görselliği ön plana alınmamış bir senaryo hiçbir za-
man iyi bir filme ulaşamaz. İyi bir filmin içinde ede-
biyatın dışındaki diğer sanatların da önemli katkıla-
rı vardır. Sözgelimi, iyi bir filmin mimarisi, mimari
ögelerin kullanımı beğenilebilinir ya da iyi bir filmin
ışığı, gölgesi, plastik sanatlardan yararlanma düzeyi,
plastiği, müziği beğenilebilir. Demek ki, edebî olsun
olmasın bir öyküyü daha senaryo aşamasında gör-