75
Vüs’at O. Bener ve Yusuf Atılgan’la birlikte Yeni
Dönem Türk Sineması’nın beslendiği kaynak me-
tinlerin yazarıdır. Nuri Bilge Ceylan’ın filmlerinde-
ki zaman-mekân-insan ilişkisine dikkat edildiğinde,
bu filmlerin Bener’den, Atılgan’dan, Özdenören’den
izler taşıdığı görülecektir.
Sinema ve Edebiyat
‘Edebiyat-Sinema İlişkisi’, sanat dünyasının kadim
konularından birisidir. Bu ilişki, sinemanın bir en-
düstri olarak ortaya çıkmasından bugüne dek, çeşit-
li açılardan değerlendirilen, tartışılan ve değerlen-
dirmeye, tartışmaya da devam edecek gibi görünen
bir durumdur. Değerlendirmeler, tartışmalar, daha
çok uyarlamalar üzerinedir.
Özellikle romandan, öyküden yapılan sinema uyar-
lamalarıyla ilgili tartışmalardaki temel sorun, edebi-
yat dilinin görsel dile çevrilmesiyle ilgilidir. Bir de
özellikle öykünün neredeyse bir sinopsis gibi daha
kısa olduğundan, sinemaya yakın duruyormuş gibi
bir izlenim uyandırmasıdır. Bu nedenle öykü, ro-
mana göre sinemaya daha yakın bir edebiyat türü
gibi değerlendirilir. Fakat, bu da bir yanılsamadır;
çünkü, öykü de roman gibi kendine özgü bir dille
gerçekleştirilen bir etkinliktir. Bu, ‘öykü, romanın
kısa olanıdır’ biçimindeki bir tanım kadar tutarsız
bir yaklaşımdır.
Edebiyat ile sinemanın farklı türler olmasından kay-
naklanan kimi sorunlar da vardır. Bir metni filme
aktarmakla her şey tamamlanmış değildir. İnsanlar
okumuyor, metinler geniş kitlelere ulaşmıyor, diye