Gençlik ve Spor Bakanlığı Yayınları - page 25

24
Senem Aslan
Travis Hirschi 1969 yılında ortaya koymuş olduğu Sosyal Bağ Teorisi (Social Bonding
Theory) bireylerin neden suç ile ilgili olduklarına odaklanmaktadır. Hirschi’ye göre bire-
yin okul, iş çevresi gibi sosyal çevreleri ile sosyal kurumlarla, ebeveynleriyle, arkadaş-
larıyla kurduğu ilişkiler suç davranışını açıklamada önemli yer tutmaktadır. Hirschi’ye
göre bu bağlar güçlü olduğu zaman bireyler suç davranışında bulunduğunda bunun
toplumdaki konumlarına zarar vereceğini düşünerek reddeder, bu bağlar kuvvetli değil
ise bireyler suç davranışını gerçekleştirmeye eğilimleri artar (Eitzen, 1985, s. 50).
Hirschi’ye göre “suç davranışları topluma karşı bireysel bağların zayıfladığı ve koptuğu
zaman sonuçlanacaktır”. Hirschi’nin teorisindeki temel bakış açısı sosyal bağ üzeri-
ne odaklanmaktadır. Bu görüş dört ana bileşeni içermektedir: Aileye, arkadaşlara ve
öğretmenlere bağlılık, geleneksel aktivitelere bağlılık, davranışın geleneksel biçimine
bağlılık ve ahlaki değerlerin önemine olan inanç. Hirschi’nin bakış açısına göre eğer bir
gencin bağlılıkları, ilgileri, inanışları düşükse gencin suçlu olma ihtimali yükselecektir.
Başka bir değişle, sosyal bağdaki kişisel ilişkiler düşükse suç davranışlarında artış
olacaktır (Özden, 2004 /1, s. 55-56). Travis Hirschi’nin sosyal bağ teorisinden hareket-
le araştırmaya katılan örneklemin Sosyal Katılım alt boyutunda ölçülen yüksek sosyal
dışlanma düzeyi bulgusu Hirschi’nin sosyal bağ teorisinde yer aldığı gibi suç davranışı
ile sosyal bağın/katılımın anlamlı bir ilişkisi olduğunu göstermektedir.
Araştırmada sosyal dışlanmanın alt boyutları olarak ele alınan maddi yoksunluk, sos-
yal haklar (kurum ve yardımlardan faydalanma- uygun ev ve güvenli çevre), sosyal
katılımcılık ve kültürel entegrasyon normlara uyma boyutları ile genç suçluların (yaş,
eğitim seviyesi, medeni durum, meslek grubu ve aylık ortalama gelir gibi) sosyo-de-
mografik özellikleri arasındaki farklılıklar incelenmiştir. Bu sonuçlara göre genç suçlu-
ların yaş dağılımlarının sosyal dışlanma alt boyutlarında belirleyici bir değişken olma-
dığı görülmüştür.
Araştırmaya katılan genç suçluların eğitim seviyeleri ve sosyal dışlanma alt boyut-
ları arasındaki farklılık incelendiğinde genç suçlulardan ilkokul ve ortaokul mezunu
olanların üniversite mezunu olanlara göre “maddi yoksunluk” alt boyutunda daha çok
dışlanmakta oldukları tespit edilmiştir. Böylece eğitim seviyesi genç suçluların maddi
yoksunluk alt boyutunu ölçmede belirleyici bir değişken olarak karşımıza çıkmaktadır.
Genç suçlularda eğitim seviyesi düştükçe maddi yoksunluk alt boyutunda dışlanmanın
artmakta olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bunun yanı sıra ilkokul mezunu genç suçluların
uygun ev ve güvenli çevre alt boyutunda ortaokul, lise ve üniversite mezunlarına göre
daha çok dışlanmaya maruz kaldıkları görülmüştür. Bu bağlamda eğitim seviyesini
genç suçluluğu ve sosyal dışlanma ilişkisinde önemli bir değişken olarak ele almak
mümkündür.
1...,15,16,17,18,19,20,21,22,23,24 26,27,28,29,30,31,32,33,34,35,...182
Powered by FlippingBook