GENÇLİK ARAŞTIRMALARI DERGİSİ
21
Sosyal Dışlanma ve Genç Suçluluğu
İstatistikleri, 2014). Araştırmaya katılan örneklemin yaş dağılımı incelendiğinde 25-29 yaş
aralığında %49,8 oranla hemen hemen yarısının yoğunlaştığı görülmesine rağmen Türkiye
evlenme yaşı verilerinin aksine örneklemin (%97,9’u erkek olduğu göz önünde bulundu-
rularak) büyük oranda bekar olduğu görülmektedir. Bu durum suç işlemiş bireylerin evlilik
kurumundan dışlanmış olabileceklerini akla getirmektedir.
Yapılan araştırmalar ve istatistikler genel olarak, evlilerin en az suç işlediklerini sonra dul-
ların ve daha sonra da bekârların geldiğini, boşanmışların ise en yüksek suçluluk oranına
sahip olduklarını göstermektedir. Dönmezer; evlilik yaşamının sosyal eğilimleri güçlendir-
mek üzere suçluluğu önleyici etkisi olduğunu vurgulamaktadır (Dönmezer, 1994, s. 334).
Medeni durum ve suç arasındaki ilişki ele alınacak olursa evliliğin yalnız başına bireyi suç
davranışından uzak tutucu işlevi olduğu söylenemez ancak bireyin sosyal hayata bağlılı-
ğını kuvvetlendirici bir etkisi olduğu ve bu etki sonucunda yasal olmayan davranışlardan
kaçınmasını gerektirecek bir faktör olarak ele almak mümkündür. Yapılan araştırmada elde
edilen bulgularda da görüldüğü gibi bekâr bireylerin suç davranışına olan eğilimleri evli
bireylerden daha yüksektir.
Gelir seviyesi veya gelir dağılımı suç ile ilgili yapılan araştırmalarda kullanılan en yaygın
ekonomik göstergelerdir. Bireylerin gelir durumundaki iyileşme, suç işlemenin fırsat ma-
liyetini artıracağından suçu azaltıcı etki yaratacaktır. Farklı bir ifadeyle, düşük gelir suç
işleme eğilimini yükseltebilir (Cömertler ve Kar, 2007, s. 37). Örneklemin gelir ve mes-
lek grupları ele alındığında görüşülenlerin %58,6’sı ücretli çalışan iken %29, 7’si kendi
hesabına çalışan, %11, 7’si ise diğer meslek gruplarından olduğu tespit edilmiştir. Aylık
ortalama gelire bakıldığında ise araştırmaya katılanların %16,6’sının aylık ortalama net
geliri 1000 TL’nin altında iken %37,2’sinin 1000-1499 TL aralığında, %29,1’inin 1500-
2000 TL aralığında ve %17’sinin aylık ortalama net geliri ise 2000 TL’nin üzerinde olduğu
anlaşılmıştır. Sonuç olarak araştırmaya katılanların aylık gelir dağılımlarının düşük ve orta
seviyede yoğunlaştığı görülmektedir.
Eğitim ve öğretimin yararlarına erişimin sadece kendi içerisinde faydaları bulunmamakta-
dır aynı zamanda bireyin iş bulabilme şansını da yükseltmesi bakımından önemlidir. Son
yıllarda suç davranışı üzerinde yapılan araştırmalarda okuldan dışlanma, akademik başa-
rısızlık ve işsizlik arasındaki ilişkilerin kullanımı yaygın olarak görülmektedir. Bunlar ara-
sında bireysel özelliklerle birlikte işsizliğin suç davranışı eğilimi ile ilgisi olduğu uzun süreli
işsizliğin özellikle genç erkekler arasında yüksek oranda suç, düzensizlik ve mutsuzluğu
sürdürdüğü yapılan araştırmalarda tespit edilmiştir (Finer ve Nellis, 1998, s. 110).
Örneklemin eğitim durumu ele alındığında %56,7’si ilkokul ve ortaokul olarak belirtmiş
olup %43,3’ü ise lise ve üniversite olarak belirtmiştir. Örneklemin düşük eğitim seviyesin-
de yoğunlaştığı görülmektedir. Eğitim durumunun iş bulabilme şansını yükseltmesi bakı-
mından önemli bir değişken olduğu göz önünde bulundurulduğunda düşük eğitim seviye-
si beraberinde gelen ekonomik yoksunluk bireylerin sosyal dışlanmalarına veya dışlanmış
olma ihtimalinin kuvvetlenmesinde önemli bir rol almaktadır. Elde edilen bulgularda da