SU GİBİ AKAN
GENÇLİK YILLARI
Atasoy
MÜFTÜOĞLU
- 98 -
olduğumuz bir dönemde, evimizi basan bir jandarma müfre-
zesi, Kur’an okuttukları gerekçesiyle rahmetli babam ve anne-
mi zincire vurarak, sürükleyerek karakola götürmüşler, gün-
lerce kendilerinden haber alamamıştık. Bizim ilk-orta-lise yıl-
larımızda, doğrudan İslam’a nisbet edebileceğimiz etkinlikler,
çalışmalar, organizasyonlar, örgütlenmeler yoktu. Daha çok
illegal olarak, yer altında faaliyet gösteren kimi dini akımlar,
kimi tarikat/tasavvuf akımlarından söz edilirdi. Müslümanlar
kendilerini çok belirsiz kimi kavramlar aracılığıyla, milli-
yetçilik/mukaddesatçılık/muhafazakarlık vb. gibi kavramlar
yoluyla ifade etmeye çalışırlardı. 1950’li yıllarda dini hayatta
göreceli bir serbestlik ortaya çıktı. Ancak bu serbestlik dinin
bir folklor biçiminde, bir kültür biçiminde temsili ile ilgili bir
serbestlikti. İslami talepler sıkı bir biçimde kontrol edilir, bu
taleplerin sahipleri hakkında çok ağır ceza davaları açılırdı.
Bendeniz, Ankara’da, lise öğrencisi olduğum yıllarda bir grup
arkadaşımla, harita odasında, haritalar üzerinde namaz kıldı-
ğımız için okuldan atıldık. Sözünü ettiğim yıllarda Ankara’da
kendimize yakın bulduğumuz kimi mekânlar vardı. Bunlar
arasında Osman Yüksel Serdengeçti merhumun
Serdengeçti
dergisi ve yayınevi ile hemen o civarda Salih Özcan Bey’in
Hilal
Dergisi ve yayınları vardı. Türkiyeli genç Müslümanlar,
İslam dünyasının önde gelen alimleri/aktivistleri ve hareketle-
riyle Hilal yayınlarının gerçekleştirdiği çeviriler yoluyla tanış-
tı. Sözünü ettiğim dönemde Ankara, kimi zaman Necip Fazıl
Bey’in konferanslarına, kimi zaman da çok olaylı geçen du-
