- 16 -
SU GİBİ AKAN
GENÇLİK YILLARI
Semavi EYİCE
Tarih Kurumu üyesi Celal Esad, sağlık durumu nedeniyle
emekliye ayrılırken yerine beni seçtiler. “Bırakın, Bizans sa-
natı ve arkeoloji tahsiline gideyim” dedim. O da “İlla da bu
olacaksın “diye direnmedi. Onun arzusu Siyasal Bilgilere gidip
hariciyeci olmamdı ama benim bu mesleği seçmek istemedi-
ğimi anlayınca üstünde durmadı. Yıllar sonra benimle iftihar
etti.
Sonra okumak için Almanya’yı seçtim. O zamanda bu bizim
üniversiteler biraz cansızdı. Bir Ankara Üniversitesi Dil Tarih
Coğrafya Fakültesi var, bir de İstanbul Üniversitesi Edebiyat
fakültesi Sanat tarihi Bölümü. Sadece iki üniversite de bu bö-
lümler var. Ben Galatasaray Lisesi’nden mezun olmuşum ve
sene 1943!
II. Dünya Harbi almış yürümüş durumda. Harbin en şid-
detli olduğu sıralar, İngiltere’ye gitmek neredeyse imkânsız,
Amerika zaten bahis konusu değil... Ben Fransız kültürü al-
dım ama Fransa işgal altında, ne olacağı belli değil. Muazzam
sıkıntı içinde Fransızlar. Paris’te caddelerin döşemesi tahta-
dandı, ziftlenmiş ve fırınlanmış özel ağaçtan. Isıtma imkânı ol-
madığında kazmalarla parkeleri söküyorlar, evlerine götürüp
sobada yakıyorlar. Böyle haberler geliyor, düşünün Fransa’nın
durumunu... Gidilecek memleket yok! Bir Almanya var.
Oradaki üniversitelerde hem Bizans üzerine kitaplarını oku-
duğum ve eğitimlerini almak istediğim hocalar var hem de bu
ülkede yabancı öğrencilere inanılmaz kolaylıklar sağlanıyor.