- 13 -
Semavi EYİCE
da vardı. Taksim tarafına bakan küçük evler vardı eskiden,
Etap Marmara’nın sırasında. Oradaki bir evde yalnız başına
yaşıyordu. Beğendiği, kıymetli kitapları kendine saklıyordu.
Tıklım tıklım nadide kitaplar ile doluydu evi. Beyoğlu piyasa-
sında, herkes satacağı kitabı ona götürüyordu. Bir gün beni de
ilgilendiren bir kitap getirdi birisi. Kiast, “Ben 20 lira veririm”
dedi. Adam dükkândan dışarı çıksa, 25 lira verip alacağım ki-
tabı adamın elinden. En son aldık kitabı ama...
Sonra bir dalavere döndü, kaç zaman sonra o kitapları bu-
radan ambalajladılar, paketlediler, memleketine yolladılar.
Aslında hukuken yanlış bir şeydi. Çünkü yabancı bir kitabın
dışarı çıkmaması gerekirdi. Ben mesela, kendi yazdığım kita-
bı Avrupalı birisine gönderiyorum. Kitap Fransızcaydı. Posta,
“bu kitap yabancı dilde, olmaz” dedi. Kitabın yazarı benim,
sadece yabancı dilde yazmışım ve gönderemiyorum.