31
Aşk; Karakoç’un şiirinde hep bir açılımdır ve büyük
bir duyuşun ayak izleridir. Aşk; Karakoç’ta hem
bir maden hem de işlenmiş bir mücevher gibidir.
Monna Rosa
’nın yarattığı sarsıcı, sihirli etki, duyuş
gücünden ve bu duyuşu Karakoç’un şiir diline ak-
tarımındaki başarısından gelir. “Nefes kesici söyle-
yiş patlamaları, yalın ve samimi içtenlik ne yazık ki
ileriye dönük bir müjdeci şiir olarak okunmamıştır
çoğunlukla. Şiirin, yeni şairi işaretlediği rezervler,
hiç de uzak olmayan bir süreç sonunda bütün renk-
leriyle ortaya çıkacaktır.
Monna Rosa
daha sonra geç-
mişe doğru âdeta değişe değişe, yeniden ve yeniden
hep yazılacaktır ve yazılmıştır da. Şairin heceden
serbeste geçişte yaşadığı tatlı ustalık, geçişçilik ref-
leksi bir biçimci edebiyat örnekçiliği gibi okunabi-
leceği, yaratıcı ve dönüştürücü atılılımcılık diye de
değerlendirilebilir.”
32
Monna Rosa’
dan çok sonra yazılan ve biraz da Cemal
Süreya’nın dikkatiyle öne çıkan
Balkon
şiiri, yine Ce-
mal Süreya tarafından ‘utandırılmış bir aşk şiiri’ ola-
rak tanımlanır. 33 Cemal Süreya’nın dikkati,
Kar Şiiri,
Şehrazat
,
Ping Pong Masası
,
Köşe, İnci Dakikaları, Veda
gibi ölümsüz şiirler için de değerli ve geçerlidir. Bu
şiirler
,
Sezai Karakoç şiirinin gelişimi, dönüşüm ye-
teneği ve dönem şiirine getirdiği yeni bir yükselişle
de paraleldir. Dil yapılanışındaki şaşırtıcı tersahenk,
modernist duyuşun özüne yerleştirdiği insancıllık-
la yeni boyutlar ve parelellikler kazanır. Aşk, büyük
32 Ömer Erdem; a.g.y.
33 Cemal Süreya;
Günler
, YKY, 3 Baskı, İstanbul 2006.
