110
Bence Özdenören şiirindeki şiddetin olağanlığıyla,
üzerine gidilmemesi (belki de üstü örtülü bir şe-
kilde bırakılması) arasında bir koşutluk vardır. Bu
olağanlığın veya üstü örtülü bir şekilde bırakmanın
teknik sebebi şiirin hece şiiri temeli üzerine kurul-
masında aranabilir. Bu olağanlığın sebepleri arasın-
da zikredilebilecek hususlardan birisi de Özdenören
şiirinde, şiirin, bir meselenin tartışılması, izlenmesi,
deşilmesi olarak görülmemesidir; fakat Özdenören
sağlam şairdir. Her iyi şairde “izlenen” ana mesele-
ler vardır, kesinlikle. Peki, Alâeddin Özdenören’de
izlenen mesele nedir? İşte bu soru; ancak bu şiddet
meselesi zımnında cevaplandırılabilecek bir soru-
dur.
Bence bu hususun çözümü şu mısralarla başlatılma-
lıdır:
Kadın dedi:
Hep bir uçurumun kıyısındayız
Gökyüzüne tutunmaktayız
Bazen ellerimiz uzaklaşır bizden
Bazen gözlerimiz
Bilmem ki biz neyi aramaktayız?
Adam dedi:
Ölüm ey inanılmaz gerçek
Uzat uzat pençeni
Parçalansın yer ve gök. (YGG, 12)
Teatral bir konuşmanın hâkim olduğu bu şiirde
kadının, “
Bilmem ki biz neyi aramaktayız
?” demesi
dikkat çekicidir. Bu sözlerden derin bir çaresizlik
yayılmaktadır. Peşinden, adamın, kadını hiç duy-