44
-Tiyatro-Sinema: Belediye tarafından şehirde ku-
rulur. Fakat, henüz çok erken denilebilecek bir za-
manda açıldığı için rağbet görmez. Bunun yerine
sinema getirilir. Tiyatronun aksine o hemen tutulur.
Tiyatrodaki tabiiliğe karşılık onda halkın merakını
gıdıklayan bir taraf vardır: Teknik. Romanda, ilk
geldiği zaman halkın sinemaya gösterdiği tepki şu
şekilde anlatılır: “
Orta yaşına gelmiş kimseler bile, her
şeyi göze alarak bir kez olsun sinemaya gitmekten kendi-
lerini alamadılar. Bir kere görmüş olmak için, diyorlardı.
Bir kere görmüş olanların bir kısmı sonradan da gitmeyi
bırakmadılar. Bir kısmıysa sinemayı ‘para tuzağı’ olarak
yorumladı. Bir hayal yeğenim, diyorlardı, aslı yok, esası-
na bakarsan bir para tuzağı hepsi.”
-Yeni okullar açılmıştır ve buralara devam edenler
‘mektepliler’ diye anılacak kadar ayrıcalıklı gösteri-
lir.
- Şehre otomobil gelmiştir.
- Bir Aile Bahçesi, bir saz, bir de içki ve sigara satışını
resmileştiren Tekel Bayisi açılmıştır.
34
VIII.
Gül Yetiştiren Adam
, Kur’an’daki Ashab-ı Kehf su-
resinin öyküleştirilmiş biçimi gibidir. O suredeki
yedi kişi nasıl üç yüz yıl ölü olarak mağarada kalıp
sonra dirilmek suretiyle dışarıya çıkarlarsa Rasim
Özdenören’in ‘
Gül Yetiştiren Adam’
ı da tam elli yıl
sokağa çıkmaz; o kadar yıl bekledikten sonra so-
34 Âlim Kahraman; a.g.y., Âyet mealleri Sönmez Yayınevi tarafından
yayınlanan, Fikri Yavuz’un hazırladığı,
Kur’ân-ı Kerîm ve Meâl-i Âlisi
’nden
alınmıştır.
