99
olabilir: Rasim’den borç isterdim. Fakat asla öde-
mezdim, ödeyemezdim. Yine isterdim, yine verirdi.
Ödemeyeceğimi bildiği hâlde.
Rasim’le (okul) yolumuz orta ikide ayrıldı. Olay
şu: Okuldan kaçmayı âdet edinmiştim. Rasim beni
uyarsa da onu umursamıyordum. Üstelik şu gü-
zelliğine bakın: Gammazlık olur düşüncesiyle bü-
yüklerimize de haber vermiyordu. Sonuçta sınıfta
kalmıştım. Dolayısıyla ikizliğimiz sürse de arka-
daşlığımız sekteye uğramıştı. Tayin gereği göç et-
tiğimiz Tunceli’de Rasim’in arkadaşı, bir İstanbul
çocuğu olan Ekrem’di. Onun ablası öğretmendi
ve eve İstanbul’dan bol bol dergi, kitap geliyordu.
Ekrem bunları Rasim’e veriyordu. Kısacası, bir yıllık
Tunceli serüvenimiz Rasim’e yaramıştı.
Rasim’in şiire teslimiyeti sanırım Tunceli’de olmuş-
tur. Yaz tatillerinde memleketine gelen bir çocuk,
Rasim’e Necip Fazıl’ın ‘Durun kalabalıklar, bu cad-
de çıkmaz sokak / Haykırsam, kollarımı makas gibi
açarak’ şeklindeki dizelerini okur. Rasim bu şiiri,
kollarını makas gibi açarak tekrar ederdi. (…)
Dünya gözüyle yaptığımız son bakışmada fark et-
tim; Bursa’da bir hastane odasındaydık, benimkisi
yolculuk hâli, ziyaretime gelmişti, Rasim’in gözle-
rinde bir çocuk ağlıyordu.
47
47 Alâeddin Özdenören,
İkizim Beyanındadır
, Kitap Postası, S. 13, Nisan
2006. [Bu metin, Alâeddin Özdenören’in kitaplarında ve çeşitli dergilerde
yer alan ilgili satırlarından yola çıkılarak Cevat Akkanat tarafından
kurgulanmıştır.]