12
Aylin Görgün Baran & M.Tuğba Erdem
cekleri sonuçlara yol açabileceğini vurgulamaktadır. Bu bağlamda gençlerin internetteki
mahremiyet anlayışına karşın birçok ampirik çalışma yürütülmüştür (Livingstone, 2008;
Moscardelli & Divine, 2007; Park, 2013; Patchin & Hinduja, 2010; Youn, 2009). Örneğin
Moscardelli ve Divine (2007), gençlerin internet ortamında mahremiyet yaklaşımlarını et-
kileyen faktörleri incelemiştir. Onlara göre gençlerin bilgisayar ve interneti sadece uzun
saatler boyunca kullanmasından öte geniş bir yelpazede bir kullanımın söz konusu olduğu
değerlendirildiğinde, mahremiyet yaklaşımı gelişmediğinde birçok riske karşı daha açık
ve savunmasız hale geldikleri değerlendirilmektedir. Bu kapsamda araştırmalarına göre
üç risk faktörü öne çıkmaktadır; profilleme, kimlik sahtekarlığı ve cinsel istismar (Mos-
cardelli & Divine, 2007, s. 233). Profilleme, özellikle belirli firmalar tarafından internetteki
karakteristik ve davranışsal bilgilerin sistematik bir şekilde toplanmasını kapsarken; kimlik
sahtekarlığı kendi kimlik bilgilerini gizleyerek ya da çarpıtarak kişisel bilginin hırsızlığına
karşılık gelmektedir. Ayrıca internette kendilerini anonim ve güvenli bir ortamda olduk-
larını düşünseler de, gençler sosyal medya grupları ve benzeri şekilde istismara açıktır
(Moscardelli & Divine, 2007, s. 234). Bu risklerden ve geliştirilen mahremiyet konusunda
bilinçlendirme programları ve kuruluşlarının yaklaşımlarından yola çıkarak Moscardelli ve
Divine’ın araştırma bulgularına göre, gençlerin mahremiyet yaklaşımları internette geçir-
dikleri zaman, ailelerinin iletişim tarzı ve yaşıtlarından etkilenme dereceleri ile pozitif yönde
ilişkilidir. Ayrıca, çalışmanın bulgularında cinsiyet farklılığı öne çıkmakta ve kadın katılımcı-
ların erkeklere göre mahremiyet konusunda daha duyarlı olduğu görülmektedir. Buna ek,
elektronik posta adresine sahip olan gençler olmayanlara göre internet ortamında mah-
remiyetine daha çok önem vermektedir. Son olarak gençlerin mahremiyet konusunda en-
dişeleri artması doğru olmayan bilgi sunma ve listelerden kaldırılma isteği olmak üzere iki
farklı önlem almaları olasılığını artırmaktadır. Ancak, Moscardelli ve Divine’ın çalışmasında
mahremiyet açısından gençlerin yetişkinlerden daha umursamaz olduğu çıkarsamasının
tam tersi bir sonuç ortaya konmuştur. Hoofnagle vd. (2010) aynı şekilde araştırmasıyla bu
iddiayı desteler nitelikte bir sonuca varmıştır. Onlara göre internette geçirdikleri zaman
ayırt edici düzeyde farklılaşmasına rağmen genç bireyler yetişkinler gibi mahremiyetin
korunması adına bir motivasyona sahiptir (2010, s. 20). Diğer bir farklılaşma noktası ise
gençlerin internette mahremiyet ve kişisel bilgi güvenliklerinin hukuksal olarak sağlandığı
varsayımıdır. Toplumsal bütünleşmenin bir yolu olarak dijital ortamda uzun süre bulunma
sonucunda gençlerin mahremiyetin güvenliği konusunda her ne kadar umursamaz dav-
ranmadıkları bilimsel olarak gösterilmiş olsa da bu güvenliğin nasıl sağlandığı, hatta sağ-
lanıp sağlanmadığı bilgisi açısından yaklaşımları yetişkinlere göre farklı olmaktadır.
Benzer şekilde profilleme sorunundan yola çıkan Youn (2009) genç ergenlerin internetteki
mahremiyet yaklaşımlarını belirleyen etmenler ve mahremiyet
11
koruma (güvenlik) dav-
ranışlarına etkilerini araştırmıştır. Çalışmanın bulgularına göre, bilginin ifşasına dair risk
algısı mahremiyet yaklaşımında pozitif yönde bir etkide bulunurken, bilgiyi paylaşmanın
faydalarına yönelik algının ise negatif yönde etki ettiği anlaşılmıştır. Moscardelli ve Divi-
ne’ın bulgularıyla uyumlu şekilde Youn da mahremiyet açısından alınan önlemlerin kişisel
1
Bu çalışma bağlamında araştırma konusu gereğince İngilizce literatürde yaygın olarak kullanılan privacy kelimesinin
karşılığı olarak mahremiyet yerine (elektronik) güvenlik olarak yer verilmiştir.