6
Aylin Görgün Baran & M.Tuğba Erdem
Abstract
At the present time, in the literature it is suggested to call youth as ¨net generation¨ (Tapscott, 1998) or
¨digital natives¨ (Prensky, 2001) which points out that each of them is an expert on these information
technologies. In this context, previous studies in terms of youth’s skills of information technologies
are very few in Turkey and still developing. Whether privacy measures are used in a digital environ-
ment where 85% of young people are connected every day is an issue that should be considered
when youth’s net skills are evaluated.
The aim of this study is to investigate the skills of young people in use of information technologies
and electronic security approaches in Turkey. In this context, a study was conducted on the quanti-
tative data of the youth between the ages of 16-25 using the TUIK Household Information Technolo-
gies Usage Survey of 2016 and ANOVA and T-Test related to variables were carried out. The results
of this analysis point out four findings. First, the internet and computer skills of 16-25 year-olds are
meaningful compared to other age groups. Second, there is a significant relationship between young
people’s skills to use information technologies and e-security approaches. Third, according to the
findings of this study, young people’s digital skills and security approaches are significant in terms of
gender, working status, education levels, computer and internet usage frequency. Fourth, e-security
approaches are significant in terms of sharing demographic information, frequency of computer
and internet usage, and detailed personal information. Finally, in this study, it is concluded that to
define Turkish youth as ¨digital natives¨ would be proper in respect to ICT use skills and e-security
approaches.
Keywords:
Youth, Information Technologies Skills, Electronic Security, Privacy.
Giriş
Gerek küresel düzeyde gerekse yerel bağlamda gelişen iletişim teknolojileri toplumları ve
bireyleri birbirine bağlı hale getirmiştir. Bu yüzden 21.yüzyılın bağlı çağ, insan ağı ve web
toplumu olarak nitelenmesi boşuna değildir. Bu konuda “dünya hiçbir zaman bu kadar
özgür olmamış olabilir ancak aynı zamanda hiç bu kadar karşılıklı bağımlı ve bağlı da
olmamıştır” ifadesini kullanan Mulgan (Van Djik, 2016, s. 12), bireysel düzeyde bu ağların
kullanımının giderek daha çok yaşamımıza girdiğinin altını çizmektedir. Bireylerin sosyal
paylaşımlarına bakıldığında sosyal paylaşım siteleri, sohbet odaları, e-posta yazışmaları,
SMS olarak mesajlaşma, anlık mesajlaşma ve blog tutma üzerinden geçirilen zamanın
gelişmiş toplumlarda ortalama 5-7 saat arasında değiştiği görülmektedir. Bu durum ev-
lerimizin bireyselleşme ve teknolojiyle donatılmış olmasını ortaya çıkarmakla birlikte bizi
diğerlerinden daha bağımsız yapmaya götürmüş ancak bizleri daha az sosyal ilişkiler kur-
maya itmemiştir. Böylece gelişmiş dünyada hemen hemen tüm kurumlar ve belli düzeyde
bireyler telefon ve bilgisayar ağlarına tamamen bağımlı hale gelmiş durumdadır.
Bu noktada Bell’in sanayi sonrası enformasyon toplumu, Castells’in ağ toplumu ve Van
Djik’in dijital toplum kavramsallaştırmaları tam da networklerin giderek artmasına ve birey-
lerin bu ağlara takılmasını ifade eden yeni bir anlayışın varlığına işaret etmektedir. Castel-
ls’e (2008, s.620-625) göre, günümüz toplumlarına karakteristiğini veren temel unsurlar