SU GİBİ AKAN
GENÇLİK YILLARI
Hüsrev HATEMİ
- 69 -
Remzi
Kitabevi’nin
yanından
sağa
saparak
İran
Konsolosluğu’nun yanından Cağaloğlu’na çıkaran yokuşun
sol tarafında Saatli Maarif Takvimi’ni yayınlayan Naci Kasım
Bey’in Maarif Kitabevi vardı.
Maarif Kitabevi hâlen orada duruyor. Ben 1930’lu yıllar
Babıalisini göremedim. O devirde Ahmet Haşim’i, Nazım
Hikmet’i, Peyami Safa’yı, Taha Carım’ı, Vâlâ Nurettin’i, Semih
Lütfi Bey’i, Ahmet Halit Yaşaroğlu’nu, Vedat Nedim Tör’ü ve
daha birçok yazarı burada görmek mümkünmüş. Ben 1950’li
yıllar ile 1966 yılı arasında Ankara Caddesi’nde dolaşır oldum
ve Yaşar Nabi Nayır, Peyami Safa, Refi Cevat Ulunay, Remzi
Kitabevinin kurucusu Remzi Bey, İbrahim Hilmi Çığıraçan’ı
gördüm.
Sultanahmet Meydanı’nda turist şimdiki kadar çok olmadı-
ğından, Ayasofya’ya müze olarak, Sultanahmet Camii’ne cami
olarak girer birincisinde kafamızı dinleyerek dolaşır, ikinci-
sinde ise tenha ve ışıklı mavi bir ortamda dua ederdik. 1953
veya 1954 yılında, ilk defa Arkeoloji Müzesi’ni ziyaret etmiş
ve zamanın tarih kitaplarında saman kağıdına ve kötü baskı
ile basılmış olan heykellerin ve lahitlerin asıllarının ne kadar
etkileyici olduğunu düşünmüştüm. Topkapı Sarayı’nda biraz
daha fazla turist olurdu. Turistlere, ellili yılların ikinci yarı-
sına kadar ya “seyyah” veya “ecnebi seyyah” denirdi. Topkapı
Sarayı’na gelenler arasında Amerikalı, Japon gibi “Ecnebiler”
pek görülmezdi.
