Gençlik ve Spor Bakanlığı Yayınları - page 68

SU GİBİ AKAN
GENÇLİK YILLARI
Hüsrev HATEMİ
- 66 -
semtleri bulunmaktadır. Eminönü, Yeni Camii, Mısırçarşısı,
Hocapaşa ve Tahtakale, Rüstem Paşa Camii ile çok tanınan bir
ticaret merkeziydi. Beyoğlu ve Karaköy’deki giyim mağazala-
rı daha “Avrupaileşmiş” halkın giyim zevkine hitab ederken,
Sirkeci ve Sultanhamam’ın giyim mağazalarına, muhafazakar
İstanbul halkı ile İstanbul’a Cumhuriyet döneminde yerleşmiş
halk daha fazla ilgi duyarlardı. Sirkeci Garı’nın çevresindeki
lokantalar ve saz salonunu daima dışından görerek üniver-
siteden mezun oldum. Fakat 1960’lı yıllar Sirkecisinde hâlâ
Sultan Aziz ve Sultan Hamid döneminden izler vardı.
Nostalji duymadığım ve kalkmalarından memnun olduğum
binalar, Sirkeci’nin ambarları idi. Bunlar, o devrin kargo şir-
ketleri idi. Mesela Eminönü’nde bir toptancı, Samsun’dan
aldığı siparişi gönderecek. Toptancı dükkânında ahşaptan
sebze meyve kasası görünümünde bir sandık bulunur, esnaf
ve çırakları sandığı doldurur, çiviler. Eline bir boya fırçası
alıp mürekkebe batırarak üstüne alıcının adını ve adresini
yazar. Sonra civardan bu işle geçinen “çemberci”yi çağırırdı.
Çemberci elindeki aletle çelik yayları, sandığın etrafına, önü-
ne arkasına gerer ve sıkıştırırdı.
Sonra, Eminönü’nün her ticari sokağında en az beş kişi olarak
bulunan bir taşıyıcı çağrılırdı. Bunlara “hamal” denirdi. Bu
işçilere üzülerek bakardık. Çünkü, sırtlarına otuz kilo kadar
yük aldıklarından, çoğu ter içinde çalışır ve çoğu da “bel ağ-
rısından” şikayet ederdi. Hamal, kendi ücretini aldıktan sonra
sandığı yüklenir ve Sirkeci’deki ambarlara götürürdü. Ambar
1...,58,59,60,61,62,63,64,65,66,67 69,70,71,72,73,74,75,76,77,78,...194
Powered by FlippingBook