Gençlik ve Spor Bakanlığı Yayınları - page 58

SU GİBİ AKAN
GENÇLİK YILLARI
Şûle Yüksel
ŞENLER
- 56 -
naklar öyle?” demeye başladı. Neyse, ben sabrettim. Bir gün
kitabı önüme uzattılar. “Üzeyir’in
1
kardeşisin, al oku” dediler.
Herhâlde ağabeyim Risâleler’i çok güzel okurmuş. O yüzden
kardeşi de güzel okur diye düşündüler. Elime kitabı tutuştur-
dular. Ben de memnuniyetle kitabı elime aldım ve okumaya
başladım, içlerinde en genciyim, normalde Risâleler’in dili ilk
okuyan adama zor gelir. Fakat bana zor gelmedi. Aksine çok
hoşlandım. Sebebi, önceden de edebiyatla içli dışlı olmamdan,
Arapça ve Farsça lügat hazinemin oldukça geniş olmasından
kaynaklanıyordu.
“Canımı vereyim de örtümü vermeyeyim.”
Artık, Said Nursi Hazretleri’nin Tesettür Risâleleri’ni oku-
yorum. Tabii tesettür hakkında Hanımlar Rehberi’nden baş-
ka bildiğim kaynak yok. Hiç kimse bana bir şey anlatmıyor,
imdadıma yalnızca Risaleler yetişiyor. Neticede yavaş yavaş
örtünmeye başladım. Başımı yarım örtüyorum. Zira, tam te-
settürlü hanımlar yok o zaman. Örtenler de etek, bluz, elbise
üzerine yarım yamalak başını örtüyor. Toplantıdaki hanımlar
saçını kapa falan diyorlar ama ben yine onlara “Lütfen benim-
le uğraşmayın. Ben öyle bir hâle geleyim ki benim başımdaki
örtüyü çıkarmaya kalksalar da muvaffak olamasınlar. Canımı
vereyim de örtümü vermeyeyim istiyorum” dedim.
Hamdolsun toplantıların rengi değişmeye başladı. Zamanla
30 kişi olduk. 30’dan 60, derken sayımız 90 oldu. Yani artık
1 Yazarın ağabeyi Özer, çevresince Üzeyir olarak biliniyordu iması var gibi.
1...,48,49,50,51,52,53,54,55,56,57 59,60,61,62,63,64,65,66,67,68,...194
Powered by FlippingBook