166
KAMP LİDERLİĞİ
Problem çözme süreci, genellikle mevcut duruma uyarlayabileceğiniz bazı
aşamaların takip edilmesiyle daha iyi sonuçlar verir.
•
Çelişki ya da problemin ne olduğunu tam olarak belirleyin.
•
Olası çözüm metotlarını belirleyin.
•
Olası her çözüm seçeneğinin artılarını ve eksilerini değerlendirin.
•
En iyi yaklaşım tarzına uygun karar verin.
•
Daha sonra alınan kararın doğru ve en iyi karar olup olmadığını değerlendirin
ve elde ettiğiniz bilgi ve deneyimi gelecekteki olay ve durumlarda da kullanın.
Thurber (2009) problem çözme süreci için
Katılımcı Problem Çözme
olarak bilinen
bir yaklaşım modeli geliştirmiştir. Bu model kamplarda tansiyonun düşürülmesi
ve pozitif davranış gelişiminin sağlanmasında çok işe yaramaktadır. Bu modelde,
“Şu anda neye ihtiyacın var?” sorusu sürecin her aşamasında kampçıya sorulur.
Bu soru kampçının o anki durumu nasıl değerlendirdiğini anlamaya yardımcı olur.
Bununla beraber kampçılardan herhangi bir probleme neden olan şeyleri tespit
etmeleri adına onlardan meseleyi tekrar gözden geçirmelerini de isteyebilirsiniz.
Bu yaklaşım metodunda kullanılabilecek diğer sorular ise şunlardır: “İstediğin şeyi
elde etmenin en iyi yolu nedir?” ve “Sana yardımcı olmak için ne yapabilirim?”
İş birliği ile alakalı sorulacak soru ise şudur: “Bu sorunu çözmeye yönelik ne
gibi fikirlerin var?”. En son olarak sorun çözülmemişse, kampçılar olası sonuçlar
hakkında uyarılmalı ve iş birliği içinde hareket etmeleri sağlanmalı ve her an için
uyanık ve tedbirli olmaları gerektiği vurgulanmalıdır.
Uyuşmazlığın Çözümlenmesi
Yukarıda da belirtildiği gibi, kamp yaşamında ortaya çıkabilecek grup ile alakalı
sorunlar, kampçıların kendi aralarında veya kamp çalışanları arasında çıkan
uyuşmazlık ve bu uyuşmazlığın çözümlenmesi ile ilişkilidir. İnsanlarla beraber
çalışırken uyuşmazlıkların vuku bulması kesinlikle kaçınılmazdır. Ancak bu
uyuşmazlıklar aynı zamanda gelişimin ve yaratıcılık kabiliyetinin ve yeni
alternatiflerin oluşmasına da fırsat sağlayabilir. Uyuşmazlık kendi ihtiyaçlarımızın,
başkalarının ihtiyaçlarının ya da ilişkilerimizdeki birtakım ihtiyaçların göz ardı
edilmesi sonucunda ortaya çıkar.
İnsanlar uyuşmazlıklara farklı biçimlerde tepki verirler. Bazıları ise devamlı bundan
kaçınmaya çalışır. Aslında uyuşmazlık hep vardır ve onu görmezden gelmek
aslında çatışmanın geciktirilmesi anlamına gelir. Diğer yaygın bir yaklaşım tarzı
ise uyuşmazlıklara karşı koyarak tepki göstermektir. Ama bu genellikle ilişkilere
zarar verir. Diğer bir strateji şekli ise ortamı yatıştırmaya çalışmak ve zamanla
her şeyin düzeleceğine inanmaktır. Bundan farklı olarak da otoriter bir tutum
takınarak uyuşmazlığın nasıl çözümleneceği konusunda emirler vermektir. Fakat
bu tür yaklaşımlardan netice alınmaz. Uyuşmazlığı çözümlemenin en iyi şekli
uyuşmazlığın üstüne gitmek, sebeplerini araştırmak ve çözüm yolu aramaktır.
Sorunun üzerine doğrudan gidilmezse, kızgınlıklara, suçlamalara, misillemeye,
dedikoduya ya da içinden çıkılmaz durumlara yol açabilir.
Fee (2010) uyuşmazlıkların çözümlenmesi ile alakalı, sorun çözme tekniklerinin
aşamalarına benzer altı aşamayı takip etmeyi öneriyor:
1. Empati kurun. İlk etapta anlamaya çalışın daha sonra tepki verin. Bu adım,