56
desüsüne inat çetin bir kış vardır.
Yine dergi çıkarma hevesine kapılır. Böyle bir du-
rumda dergi çıkarmayı düşünmesi herkesi şaşırtır.
“-
Belki de bu imkânsızlıklarda bu tür teşebbüsler düşünü-
lüyor, belki de asıl bu imkânsızlık sebebiyle düşünülüyor.”
Dergi çıkar. İsmi Şiir Sanatı’dır. Ankara Rüzgârlı So-
kak’ta bir matbaada bastırır. Orhan Velicilerin tıkan-
dığı, Attilâ İlhan’ın çıkışının bir sonuç vermeyeceği-
nin anlaşıldığı bir noktada Şiir Sanatı, gençlik, sanat
ve edebiyat dünyasında boy gösterir.
Rüzgârlı Sokak’ta İlhan Berk’le karşılaşır, tanışırlar.
İlhan Berk, onun
“Bahar bilgisi, güneş rengi, at soluğu
ve sen”
dizesini çok beğendiğini belirtir.
Şiir Sanatı, bir arayışın dergisidir. Protesto dergisi
olmasa da statükoyu kabul etmez. Dergide döne-
min önemli edebiyatçıları bir araya gelir:
Cemal Sü-
reya, Gülten Akın, Erdal Öz, Muzaffer Erdost ve Orhan
Duru.
Açık bir ideolojik tutum içinde değildir; ancak dik-
katli her bakış, modern görünüşlü bu dergide yeni
bir inanç, İslâm soluğu ve sezgisi görebilir. Dergi,
çıktığında dikkati çekse de asıl büyük yankısı ka-
pandıktan sonradır.
Şiir Sanatı’nın çıkışında Ahmed Arif de Diyarba-
kır’dan uzun mektuplar yazar, şiirler gönderir. O
mektupları, Cemal Süreya ister. Ona verir.
O yıllardaki bir çeviri zirvesinde onun imzası var-
dır. Orhan Duru:
“Apollinaire’in Mirabeau köprüsü şi-
iri için çevrilemez diyorlar. Şunu bir çevir de okuyalım.”